(ÇIKIN ÇIKIN GELİN #42027708 )
Sevgili muhterem 1K ailem, 😊
Bir etkinlik düzenlemek istiyorum. Kadınlığa, kadın olmaya, kadın olmayı anlamaya dair…
Dünya kadınlar gününe 10 gün kalmışken "emeği" daha çok anlayalım istiyorum ve kadın yazarlarımızı daha çok okumaya davet ediyorum sizleri. Umarım bu
"Kendi inşa ettiğimiz hapishanelerde yaşıyoruz. Adına; ev, aile, akrabalar, töreler diyerek... Sonra bu duvarların arasında boğulup çıldırıyor ama yıkılmasın diye de uğruna hayatımızı siper ediyoruz."
❝Fakat hayat bir romana hiç benzemez ve bazılarımız olacakları çok önceden sezebilsek de tarihin akışını değiştiremeyiz. Buna ancak romanlarda ve filmlerde yeter gücümüz ve bu yüzden çılgınlar gibi tutkunuzdur sinema ve edebiyata.❞
☆☆☆
"Yakında uyanacağım! Daha ne kadar uyutacaksınız ki beni? Bir zaman sonra mutlaka uyanacağım! İşte o zaman bu karabasan da, içindekiler de kalmayacak... Korkunç telaşınız da bu yüzden ya zaten! Karabasan bitmesin, uzasın istiyor, beni her yolu deneyerek daha uzun uyutmak istiyorsunuz. Kâbus uzarsa, kâbustan yararlananlar daha uzun yaşarlar! Yok ama... yağma yok artık! Eskisi kadar uzun uyutamazsınız bizleri! Ha...yır. İs...te...miyorum... Uyu...ma...ya...ca...ğım...
uyumak yok... ar... tık!"
Onu ilk kez gördüğümde yaşantımda çok önemli bir yer tutacağını sezmiştim. Bu tıpkı, bir filmin daha ilk karesinden bütününü kavramak, sonunu tahmin etmek gibi bir duyguydu. Onu ilk gördüğümde bundan böyle artık benim için çok önemli olacağını sezmiş ve ürkmüştüm. O andan başlayarak yaşantım değişecek, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Bunu nasıl güçlü hissettiğimi ve sarsıldığımı iyi hatırlıyorum. Fakat elimden gelen hiçbir şey yoktu. Çünkü güçlü bir çekim alanının etkisine girmiş, büyülenmiştim. Bütünüyle tuhaf olarak tanımlanacak bir zevkle bu albeniye kapılmıştım. Tamamen kendi isteğimle ve tamamen 'ben' oluşumla ilgili olarak.