Kimsenin alçakgönüllü doğduğunu sanmıyorum ,meğerki tümüyle fiziksel bir utangaçlığa alçakgönüllülük adı verilsin ,ki zaten bu tür bir utangaçlık kibir denilen şeye sanıldığından daha yakındır .Gerçek alçakgönüllülük ancak kendini beğenmişlik üzerine düşünmekle elde edilebilir.Ancak başkasının yanılgılarının görülmesinden ve aynı yanılgılara sürüklenme korkusundan doğar .Kendimizle ilgili söylediğimiz ve düşündüğümüz şeylere dair bilimsel bir ihtiyatlılık içinde olmaya benzer . İyileştirmeler le ve düzeltmelerle olur. Kısacası kazanılan bir erdemdir .
Bir hayvana gülünebilir ama bu onda insani bir tavır veya ifade yakaladığımız içindir .Bir şapkaya gülünebilir fakat bu durumda alaya aldığımız şey bir keçe veya hasır parçası değil insanların ona verdiği biçimdir,yani insan kaprisinin girdiği kalıptır.
Profesyonel mizahçılar bir cümleyi işitir işitmez onu tersine çevirerek bir anlam elde edip edemeyeceklerine bakarlar ;örneğin özneyi nesne ,nesneyi özne haline getirerek .Bir fikri az çok eğlenceli biçimde reddetmekte bu yola sık başvurulur .Labiche'in bir güldürüsünde karakterlerden biri balkonunu kirleten üst kat komşusuna çıkışır:"Piponuzu niçin terasıma silkiyorsunuz?"Komşu şöyle cevap verir :"Terasınızı niçin pipomun altına koyuyorsunuz?"
Kalan 7 ay boyunca bu kitapları "kesin" okuyacağımı düşünüyorum, geçmişte aldığım kitapları eritmek şart olduğundan bu listenin yapılması da şart oldu..
1.