Kitapla ilgili hislerim o kadar, o kadar karışık ki. Aslında kitapla ilgili değil, kitap güzel bir roman çünkü; sanırım Tezer Özlü ile ilgili hislerim çok karışık. Romanda Tezer Özlü ve onunla özdeşleştirilen Tezer Ünlü adında akademisyen bir başka karakter var. Tezer Ünlü'ye okuldaki hocasının Tezer Özlü üzerine araştırma yaparak onun hakkında biyografik bir roman yazmasını ödev vermesiyle başlıyor macera. Macera diyorum çünkü iki Tezer arasında Tezer Ünlü'nün hayatını etkileyecek inanılmaz benzerlikler var. Tezer Özlü'ye gelecek olursam, hayatı boyunca özgür kadın profili çizmeye çalışmış, aslında bu özgürlük ebeveynlerinden geliyor çünkü diğer kardeşleri de aynı düşünce yapılarına sahipler, hayatı boyunca yerinde durmamış ve oldukça rahat yaşamış. Özgürlük kavramının sonuna kadar destekçisiyim ancak kitapta Tezer Özlü'nün kendi eserlerinden alıntılanan kimi bölümleri okuduğumda yok bu kadar da özgür olmamalı insan, hayata biraz da mahremiyet gerek dedim ve yalan yok Tezer Özlü'den biraz uzaklaştım. Romanın sonlarına geldiğim ve Özlü'nün hayatını, dönüm noktalarını, psikolojik rahatsızlığından kaynaklanan ataklarını ve intiharını okuduğumda bu sefer de ağlama isteği uyandıran bir hüzne sahiptim. Roman gerçekten güzel kaleme alınmış ancak Tezer Özlü ile ilgili düşüncelerim hala tam yerine oturabilmiş değil, sanırım bunun için de öncelikle onun kendi kitaplarını okumak benim için daha faydalı olacak tabi okuyacak olduklarıma yeterince cesaret edebilirsem.
