Şayet yaşamımız sonsuz ve acılardan uzak olsaydı dünyanın niçin var olduğunu ve niçin tam olarak bu şekilde olduğunu sormak kimsenin aklına gelmeyecek, her şey sadece olayların tabii bir akışı olarak kabul edilecekti. Buna dayanarak felsefi ve aynı zamanda dinsel sistemlere karşı uyanan ilginin en güçlü ve en temel noktasının kesinlikle ölümden sonra gelecek bir var oluş dogmasında yattığını anlarız.