Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mehmet

Mehmet
@kitapseverizmir
"Demek ki " diye düşünüyordu İrfan, "bir ülkenin bayrağın­dan da önemli kavram, ortak ritim duygusu. Melodi değil, ri­tim. Kültürleri birbirinden ritim ayırıyor."
Sayfa 31 - Doğan KitapKitabı okuyor
Reklam
Toplumun cinsel enerjisi böyle boşalıyordu işte; bir arınma ritüeliyle. Gündelik yaşamda bu in­sanların çoğu, karılarına yan gözle bakanla kavga ederlerdi ama burada karılarının yarı çıplak, başka erkeklere şehvet dansı yapmasından çok hoşlanıyorlardı...
Sayfa 30 - Doğan KitapKitabı okuyor
Akşam namazından sonra yere kurulan ve kadınların hiz­met ettiği sofrada sadece erkekler yemek yiyor, bu arada kadınlar ayakta bekliyor, onların yemeği bittikten sonra sofra­dan artakalanları götürdükleri mutfakta yemeye başlıyorlar­dı.
Sayfa 22 - Doğan KitapKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kadınlığa adım attığı gün, neden annesi olmadığını anla­mıştı artık. O da ceza görmüş olmalıydı ki bebek doğururken ölmüştü. Eğer Allah onu cezalandırmasa kadın değil, erkek olarak yaratırdı; böylece doğum yapmaz ve ölmezdi.!!!
Sayfa 17 - Doğan KitapKitabı okuyor
Ne zaman ki göğsünde iki tomurcuk belirip gövdesi yuvar­lak hatlar edinmeye, bacaklarının arası kanlanmaya başladı, o zaman kendisinin hiçbir zaman Cemal ve Memo gibi olama­yacağını kavradı. Onlar insandı, kendisi ise suçlu. Saklanma­sı, örtünmesi, hizmet etmesi, ceza görmesi gerekiyordu; bunun başka türlü olması mümkün değildi. Dünya, "kadın" de­nen pis mahluklar yüzünden felaketlere sürüklenmişti.!!!
Sayfa 17 - Doğan KitapKitabı okuyor
Reklam
Kaç­mayı hiç düşünemezdi. Çünkü amcasının, her şeyi bilen, bü­tün sırları kendisine haber veren cinleri vardı. Amcasına göre insanların hepsi günahkardı ama kadınlar iyice cehennemlikti. Bu dünyaya kadın olarak gelmek, ceza­landırılmak için yeterliydi. Kadın şeytandı, pisti, tehlikeliy­di, Havva anamız gibi, adamların başını derde sokardı; kar­nından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmemek gerekirdi; çünkü onlar, insan soyunun yüz karasıydı. Meryem bunları duya duya büyüdüğü için dişi olmaktan nefret eder ve "Alla­hım, beni niye kadın yarattın?" diyerek, kendisini boğazına kadar günaha sokacak sorular sorardı...
Sayfa 16 - Doğan KitapKitabı okuyor
"Acaba ölüler de düş görür mü?" diye düşündü bir süre. Ölümden geri dönen olmadığına göre, hiç kimse bilmiyordu onların düş görüp görmediğini. Belki de rahmetli annesi şu anda onu düşünde gör ü yordu. Belki de kendisini asmak üze­ re olduğuna çok kızıyordu. Öyle ya; hangi anne, kızının ken­ disini öldürdüğünü seyretmek ister?
Sayfa 15 - Doğan KitapKitabı okuyor
Meryem'in izbede sessiz sedasız kendisini asıp bu işi temiz­lemesini istiyorlardı. Sonra da unutulur giderdi her şey. Za­ten buralarda kim kalkar da ölen ya da intihar eden bir genç kızın hesabını tutardı ki? Daha önce kendisini asan iki kızın hikayesini, sahte bir üzüntü maskesiyle ve bütün ayrıntıla­rıyla anlatır dururlardı her zaman...
Sayfa 15 - Doğan KitapKitabı okuyor
Evin ahşap kapısına, biri büyük biri küçük, iki tokmak kon­muştu. Eve gelen ziyaretçi eğer erkekse büyük tokmağı, ka­dınsa küçük tokmağı çalıyor, böylece evdeki kadınlar duru­ma göre önlem alabiliyor, eğer erkek gelmişse kaçışacak ya da örtünecek fırsatı buluyorlardı...
Sayfa 12 - Doğan KitapKitabı okuyor
Bu olayı zihninin ulaşılama­yacak kadar derin yerlerine itmişti ama herkes bilir ki insan düşlerine söz geçiremez...
Sayfa 11 - Doğan KitapKitabı okuyor
Reklam
Mehmet
Bir kitabı okumaya başladı
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli
8.3/10 · 36,1bin okunma
Bu mütevazi giriş bile saygıyı hak etmiyor mu sizce?
Basit bir insan olduğumu düşünerek, bir yazar olarak, ülkesi olmayan bir kralım; korku ve titreme içinde, iddiasız bir yazar olduğumu itiraf ediyorum...
Sayfa 11 - İş Bankası Kültür Yayınları PdfKitabı okuyor
Kendisini çağın güvencesi olarak gösteren kişi, böyle yapmakla güvenilir hale gelecek değildir, bu kendisine kefil olabileceğini de göstermez.
Sayfa 11 - İş Bankası Kültür Yayınları PdfKitabı okuyor
Ayrımlar yapma çağı geçmiş, sistem tarafından yenilgiye uğratılmıştır. Günümüzde ayrım yapmaya tutkun kişiye, ruhu uzun süre önce ortadan kalkmış bir şeye sadık tuhaf bir insan gözüyle bakılıyor. Öyle olabilir, Sokrates o sırada nasılsa, bugün de aynı yalın, bilge kişidir, çünkü o hem sözcükler, hem de hayatı ile, Hamann'ın iki bin yıl sonra hayranlıkla yinelediği şu tuhaf sözde ifadesini bulan bir ayrım yapmıştır: "Sokrates yüceydi, çünkü kavradığı ile kavramadığını ayırt etmiştir."
Sayfa 10 - İş Bankası Kültür Yayınları PdfKitabı okuyor
"Kaygı"nın nesnesi, "korku"dan farklı olarak, "hiçlik"tir.
Sayfa 7 - İş Bankası Kültür Yayınları PdfKitabı okuyor
10bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.