Markopaşa Yazıları ve Ötekiler

Sabahattin Ali

En Eski Markopaşa Yazıları ve Ötekiler Gönderileri

En Eski Markopaşa Yazıları ve Ötekiler kitaplarını, en eski Markopaşa Yazıları ve Ötekiler sözleri ve alıntılarını, en eski Markopaşa Yazıları ve Ötekiler yazarlarını, en eski Markopaşa Yazıları ve Ötekiler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ey, bir cılız kalemden dile gelen hakikat.. Sen devleri korkutacak kadar mı korkunçsun?...
Sayfa 162
Kendi menfaatlerini milletlerin menfaatinden üstün tutanlara, kendi hak edilmemiş ekmeklerini yiyebilmekte devam etmek için milletlerini kölelik zincirleri, cehalet karanlığı, korku uyuşukluğu içinde bırakmaya çabalayanlara lanet olsun...
Sayfa 158
Reklam
Siyasi ihtiraslar bir insanı, başkalarının mukaddesatına dil uzatacak kadar mı ileri götürmeli?
Sayfa 141
226 syf.
·
Puan vermedi
Bir sosyal medyada rastladığım Markopaşa Yazıları’ından alınmış “Türkiye 'Recepkrasi' ile idare edilir. 'Recepkrat' bir idare vardır. Recepkrasi'nin de aslı Recepos ve kralostan gelir.” alıntısı üzerine kitabı okumaya karar vermiştim. Kitap Sabahattin Ali’nin tek parti ve 2. Dünya Savaşı’nın olduğu yıllarda yazdığı çoğunluğu Markopaşa dergisi olmak üzere, Malumpaşa, Merhumpaşa dergilerinde çıkan yazılarının derlemesinden oluşuyor. Yazarın sadece iki kitabını okudum, şiirlerini biliyorum daha çok. Onun siyasi, ekonomi, edebiyat, toplumun sorunları hakkındaki düşüncelerini okumak yazarı daha iyi anlamamı sağladı. “Biz, fikirlerimize düşman olanlarla her şekilde mücadeleye hazırız: Yazı ile, sözle, gazete çıkararak, kitap neşrederek, mahkeme karşısına çıkarak… Hatta hapse girerek..” diyen Sabahattin Ali’nin açıklanamayan şüpheli ölümü fikirlerin mücadelesinde göze alınan son nokta. Yaşadığı dönemdeki iktidar baskıları, kişilerin iktidar kavgaları, gericilik, yabancı sermaye, toplumsal sorunlar gibi konular hala ülkemizde güncelliğini koruması açısından pek yabancı gelmedi. Sohbet tadında bir kitap. İyi okumalar dilerim.
Markopaşa Yazıları ve Ötekiler
Markopaşa Yazıları ve ÖtekilerSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 19982,356 okunma
Sanat bütün teferruatıyla hayatı ihtiva etmeli, insanda yaşamak, insan gibi yaşamak, daha iyiye, daha yükseğe, daha temize doğru koşarak yaşamak arzusunu, hatta ihtiyacını uyandırmalıdır. Hulasa sanat gaye değil, vasıtadır. Gaye hayattır.
FİKİR VE KÜFÜR Biz demişiz ki: Bu memleketin istiklali her şeyden üstündür. Milletin oluk gibi kan akıtarak kazandığı bu istiklali, siyasi oyunlara alet edip, elden kaçırmayalım. Sömürücü devletlerin elinde oyuncak olmayalım Cevap vermişler: Hain, satılmış, Bolşevik ajanı ! Biz demişiz ki: Halkın selametini temin ile vazifelendirilmiş olanların siyaset oyunlarına katılmağa, halka zulmetmeğe, onu dövmeğe ve halkın sırtına binmeğe, onu tabutluklarla kapatmağa hakları yoktur. Bunun önüne geçilsin. Cevap vermişler: Bozguncu, devlet düşmanı, anarşist. Biz demişiz ki: Yıllardan beri arkası gelmeyen dalavereler, arsa oyunları, memleket dışına para kaçırma rezaletleri, esrarı çözülmeyen cinayetler, millet mali soygunculukları alıp yürümüştür. Öte yanda, millet karasabanın arkasında donsuz didiniyor. Bu gidişatın sonu hayra çıkmaz. Cevap vermişler: Mufsid, tezvirci, komünist ! Biz bir fikir ortaya atmışız onlar bize cevap yerine, küfür savurmuşlar. Bu tür bir mücadelenin zevkli olmadığı meydanda... Lakin, yüreğimizi ferahlatan cihet şu ki, halk, o iyiyi kötüden, doğruyu eğriden ayırmakta hiç şaşmayan varlık, hep bizim tarafımızı tutuyor. Var olsun...
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.