Meşrutiyet Tek Parti Çok Parti Hatıralarım
Hilmi UranEn Eski Meşrutiyet Tek Parti Çok Parti Hatıralarım Gönderileri
En Eski Meşrutiyet Tek Parti Çok Parti Hatıralarım kitaplarını, en eski Meşrutiyet Tek Parti Çok Parti Hatıralarım sözleri ve alıntılarını, en eski Meşrutiyet Tek Parti Çok Parti Hatıralarım yazarlarını, en eski Meşrutiyet Tek Parti Çok Parti Hatıralarım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mülkiye Mektebi'ndeki disiplinin en sıkıcı bir tarafı da mektebe devamın mecburi oluşu ve her sabah ısrarla yapılan yoklamalarda hazır bulunmayanlardan hesap soruluşu idi. Mektebin usulü gereğince, bir gün mektebe gidememiş olanlardan, o gün hangi mazeretle mektebe gitmemiş olduğunu belirten bir veli tezkeresi istenirdi. Çünkü mektep idaresine her öğrenci birisini veli olarak bildirmiş ve onun tatbik mührünü de idareye vermiş bulunurdu.
Bu disiplin tedbirleri, tatbikat sırasında çok gülünç şekiller alırdı ve bu sıkıcı kayıtlardan uzakta kalabilmek yolları daima açık tutabilirdi. Zannederim mektep idaresi de bunun farkına varır da ses çıkarmaz, hoşgörür, geçerdi.
Hemen hemen birçok öğrencinin idareye veli diye bildirdiği kimseler, ancak ismen mevcut olan kimselerdi ve bunlar adına kazdırılmış olan mühürler de talebenin cebinde durur, icabında hemen tezkereler mühürlenerek idareye verilirdi.
Ben diğer iki seneyi Şekerci Hanı'nda, merhum Saraçoğlu ile birlikte geçirdim. Saraçoğlu da İzmir İdadisi'nden benden bir sene sonra çıkmış olduğu için ben Mülkiye'nin ikinci senesine geçince o da müsabakayı kazanmış olarak o sene Mülkiye'ye yazılmıştı. Bu iki senelik oda arkadaşlığı bizi birbirimize pek yaklaştırmıştı. İki sene içinde aramızda ufak bir ihtilaf ve kırgınlık çıktığını hatırlamıyorum.
Ben diğer iki seneyi Şekerci Hanı'nda, merhum Saraçoğlu ile birlikte geçirdim. Saraçoğlu da İzmir İdadisi'nden benden bir sene sonra çıkmış olduğu için ben Mülkiye'nin ikinci senesine geçince o da müsabakayı kazanmış olarak o sene Mülkiye'ye yazılmıştı. Bu iki senelik oda arkadaşlığı bizi birbirimize pek yaklaştırmıştı. İki sene içinde aramızda ufak bir ihtilaf ve kırgınlık çıktığını hatırlamıyorum.
Saraçoğlu merhum, ateş gibi zekasına karşılık, eskiden beri pek ihmalci, pek unutkandı. Mesela han kahvesinden ayrılışımızda çok defa sigara paketini masa üzerinde bırakır da kalkar, ben alır onu cebime sokardım. Paket lazım olduğu vakit ceplerinde telaşla arayıp bulamayınca da benim imdadına yetişmeme pek sevinirdi.