Mısır Çöllerinde Türk Gençleri

Nurettin Artam

Mısır Çöllerinde Türk Gençleri Sözleri ve Alıntıları

Mısır Çöllerinde Türk Gençleri sözleri ve alıntılarını, Mısır Çöllerinde Türk Gençleri kitap alıntılarını, Mısır Çöllerinde Türk Gençleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tahavvül göstermeyen bu hayat içerisinde ne konuşabilirdik? Yegane endişe vatan endişesiydi, onun da üzerinde siyah bulutlar vardı.
Sayfa 86 - tahavvül: değişme, değişkenlik, dönüşme, dönüşüm.Kitabı okudu
Feci' dakikalarda insanın nazarı dâimâ daha feci' manzaraları araştırıyor; gözler, altında bir eczahâne bulunan belediye dâiresine dikildi. Binanın tam cephedeki balkonuna uzun bir bez asılmıştı, sallanıyordu. Hayatta belki herkes renklerin belâgat ve fecâat manâları taşıdığına dâir bir kanâat hâsıl eder. Fakat orada sallanan bez parçasının beyaz bulunduğuna ve bunun şehirleri düşmana teslim edenlere has bir alâmet olduğuna dikkat eden her hisli insan için beyninden vurulmak çok tabîi idi. Tarihin fecâat dolu vak'alarıyla karşılaşanlar, o an için işin azametini duyup idrâk edemezdirler. Fakat Şam'ın Türk bayrağının idâresi altından çıktığını kızarmayan bir yüzle ilân eden bu bez parçasının karşısında ben beynimden vurulmuşa dönmüştüm.
Reklam
Filistin çöllerinde feda-yı can etmiş birçok Türk gençlerini hatırlıyorum... Zavallı tepelerin, kırların her biri ayrı bir destan-hamaset olacak menkıbeleri yavaş yavaş unutulacaktı ve unutuluyordu. Şimdi orayı bir akşamın esmer gölgeleri altında hatırlıyorum. Zavallı Türk gençliği, ne kadar uzak ne kadar unutulacak beldelerde kan dökmüş hayatını feda etmişti. Şimdi o topraklar üzerinde bin türlü menfaat hissiyle boğuşanlar, henüz toprağın içinde rengini kaybetmeyen Türk kanına herhalde hürmet etmeyi hatırlarından bile geçirmiyorlar.
Trahoma hastalığı koğuşunu tedavi eden Ermeni doktorları hakkında hastahânede pek fenâ şâyi'alar deverân ederdi. Bu şâyi’aların hakîkat olduğu hakkında hiçbir esir şüphe etmemiştir. Bütün beşeriyetin refâh ve sıhhati için uğraşması lâzım gelen ve beynelmilel bir meslek olan tabâbete şahsî kin ve ihtirâsların karıştırılması ne sorunluydu. Derlerdi ki, bu doktorlar trahom illetine yakalanmış, gözlerinden muztarib olan hastayı ameliyât masasının üzerine yatırdıktan sonra sorarlarmış: -Ey bakalım, kaç tane Ermeni kestin? Bu tarz-ı hitâbedeki fecâati anlarsınız, Türk’ü bütün Avrupa ve Amerika nazarında Ermeni kâtili diye tanıtan ve propaganda lisânı burada Türk'e bilhâssa onun defter-i hayatına kahramanlıktan başka hiçbir şey kazınmamış olan bir ferdine böyle hitâb etmek -Eee, artık elimizdesin, senden intikam alacağız! Demekti. Hasta, âciz ve zebûn vaziyette duran bir adama bir doktorun böyle hitâb edebilmesi için ne kadar kalpsiz olması lâzım gelirdi. Ma'mâfih bu hitâblar karşısında neferlerin kanâatinin sarsılmadığına kâniim. Zira bir gün orada bir muhabbetlerini dinlediğim iki nefer bu meseleden bahsettikten sonra diyorlardı ki: -Ne yapalım, zamandır. Kurt kocayınca köpeklerin maskarası olur.
osmanlı ordusundaki araplar, arapça-türkçe broşür sebepli çıkan kavga.
Araplarla Türkler arasında yer bulan münaferet bir vesile ile bir hadise çıkarmak istidadını göstermişti. Bir gün Araplar, bir mevlid okutmak istemişler. Bu mevlidin ne zaman ve nerede okunacağını ilan etmek üzere de binalardan birisinin kapısına bir kağıt yapıştırmışlar. Bu ilan kamilen Arapça yazılmış imiş. Gidip Araplara kendilerinin burada Türk ordusu zabitanı sıfatıyla maaş aldıkları, binaenaleyh yazacakları yazıların Türkçe yazılmasını tenbih etmişler. Bugün iyice hatırlamıyorum ya Araplar üste Arapça altına Türkçe yazmaya muvafakat etmişler yahut hiç yazmamışlar. Bunun üzerine Hüseyin Efendi isminde Rumelili genç mülazim birkaç arkadaşının önüne geçerek bu ilanı yırtmış parça parça edip yere atmış. Hadise buradan çıkmış. Bana anlattıklarına nazaran eğer pek büyük gayretler sarf edilmeseymiş arada bir mukatele çıkması işten bile olmayacakmış.
Bu biçâre aşiret halkı pek yakın zamanda memleketlerinden çekilen Türk ordusunun hatırasını büyük bir tahassürle anacaklardı.Nitekim öyle oldu...Her şey gibi albayrağın kıymeti ve ulviyyeti de bütün kaybettiğimiz beldeler için sonradan anlaşıldı.
Reklam
28 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.