En Eski Müşahedat Sözleri ve Alıntıları

En Eski Müşahedat sözleri ve alıntılarını, en eski Müşahedat kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O zamanlar pul rüsumu da vardı. Yalnız medahil-i şehirden giren eşyaya değil, bir daire-i belediye hududundan diğerine geçen arkacılardan, küfecilerden filanlardan da "toprak bastı parası" alınırdı.
Sayfa 82 - DergahKitabı okudu
Bu mahşerin içinde ca-be-ca ve zaman zaman "sıcak pideler!" ve "Gözlemeci!" ve "Sütlü çay!" gibi avazeler dahi işitilir. Şurada seyyar kahveci kendi etrafında kimisi ufak iskemlelere, kimisi yerlere oturmuş bulunan bahçıvan ve hamal ve kayıkçı ve madrabaz mahlûtu cemaatlere kahve pişiriyor. Burada bir seyyar berber, yine bu mahlûttan birisinin ya kafasını, ya çenesini tıraş ediyor. Ya Langa, Yedikule vesair taraflardan yük getirmiş veyahut Aksaray, Beyazıt, Fatih gibi semtlere yük götürecek olan bir takım beygirler kuyruk salladıkça, yanlarına ziyadece takarrüp edenlerin yüzlerini kamçılıyor.
Sayfa 83 - DergahKitabı okudu
Reklam
.... kırk paralık kebap ile karın olduğu şu yerde kebap edilen luhumun mahiyetinden emin olmak kabil midir? Bir ehl-i vukuftan mevsukiyetini temin ile mesmuum olmuştur ki İstanbul'da miktar-ı mecmuu elli binden aşağı tahmin olunmayan kira ve yük ve arabacı beygirleriyle beş binden müteaviz merkepler meyanında eceliyle ölenler nevadirdendir. Bir hayvan artık istihdam olunamayacak dereceye geldi mi böyle sokak kebapçılar onu bi'l-mübayaa müşterilerine ucuz ucuz kebap yedirirlermiş.
Sayfa 85 - DergahKitabı okudu
Taaccüp etmeyiniz birader. Şöhret denilen şey insanların sanatına göredir. Bendeniz de acizane epeyce meşhur bir adamsam da işte gördüm ki siz de benim ismimi hiç işitmemişsinizdir. Bir sınıfın meşhurları diğer sınıfın meçhulleri oluyorlar.
Sayfa 88 - DergahKitabı okudu
Agavni'nin bu son sözünü lisan-ı Osmanninimize bihakkın tercüme edecek kelime-i vahide bulunamaz. Frenkler kadınlara yaranmak gayretinde bulunan adamlara "galant" derler. Bu adamların yaranmak için gösterdikleri etvara ve söyledikleri sözlere de "galantri" tabir ederler. Kâmiller cemiyetinde istimali pek de musarrahan caiz değilse de, o kadar ehl-i taassup olmayan cemiyette istimali memnu olmayan tabirlerdendir.
Sayfa 95 - DergahKitabı okudu
Gördüm ki yetmiş iki buçuk millet buraya dolarak ve mevarid-i servetin her birini birisi yakalayarak temettuat-ı vefire ile serian zengin oluyorlar da İstanbulluların bunları kıskanmaları şöyle dursun hakayık-ı ahvalden haberdar oldukları bile görülmüyor. Onlar daha sabavetten kurtulmaksızın devair-i devlette birer sandalye edinmeye müsaraat gösteriyorlar. Sözün daha doğrusunu mu istersiniz? Edinmesi için can attıkları sandalyeler üzerinde oturanlara ne yolda ve ne derecede malumat lazım olduğunu düşünüp o malumatı iktisap ile tehyie edilmelerine bile ehemmiyet verilmiyor. O sandalye üzerine her kim oturursa malumat ve dirayet ve kifayet onun ayaklarına kendi kendisine gelecek zannolunuyor.
Sayfa 180 - DergahKitabı okudu
Reklam
971 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.