nazım içerdeydi
piraye dışarda
nazım piraye'yi özlerdi
ona kavuşmayı beklerdi
ah nazım, ah piraye... ne saf aşıklarsınız siz...
kitap, piraye'nin beklediği nazım'ı, nazımın özlediği piraye'yi anlatır, aşklarını, duygularını yansıtır ve insana duygusallık verir... o kadar derin ve o kadar güzel bir kitapki şu kitap, aşk ne demek? sorusunun cevabıdır bu kitap. kavuşmayan ama kavuşmak isteyen kalpler, öpmek isteyip kuruyan o dudaklar... bazen, bazı anlarda insanlar aşklarını yazmak ister; bağıramaz, duyuramaz... bazen içten yaşamak, içe atmak iyidir. o sevinci yaşamak, o mutluluğu tatmak... ah saf aşıklar, hayatta en çok canı yananlar.
aşk, nazım ve piraye'dir.
sevgi, hapistir.
değer, mektuptur.
mutluluk, mektubun yazılarıdır...
hani derler ya; körü körüne aşık oldum, çok seviyorum, çok aşığım... gerçekten körü körüne aşık olmak nedir? bana ve nazım hikmet'e (ee piraye'de var.) sorarsanız bir kağıt parçasıdır ve o yazıdır, değerdir. körü körüne aşık olmak; tutuşmaktır, dayanamamaktır, kavuşmaktır... o yüzden nazım hikmet benim için artık aşk ve keder doktorudur.