Nesneler Sistemi

Jean Baudrillard

Nesneler Sistemi Sözleri ve Alıntıları

Nesneler Sistemi sözleri ve alıntılarını, Nesneler Sistemi kitap alıntılarını, Nesneler Sistemi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cinsel olan da dahil tüm arzular kolektif bir düş gücü olmadan yaşayamazlar. Hatta kolektif düş gücü olmadan bir arzudan söz edebilmek bile zordur, zira dünyada başka hiçbir erkeğin arzulamayacağı bir kadını sevdiğinizi düşünebiliyor musunuz? Buna karşın yığınların taptığı bir kadını hiç tanımadan da sevebiliriz. Reklam da zaten her zaman (genellikle gizli) böyle bir itici güce sahip olmuştur. Arzularımızı kolektif bir şekilde üretmemiz ne kadar normalse, reklamın bu arzuyu sistemli bir şekilde kullanması da o kadar normaldir. Bireysel gereksinimleri doğal bir süreç olarak kabul etmeyen reklamın, bu gereksinimleri, devreye soktuğu bu kolektif süreç üzerinde yoğunlaşan bireysel bilinç aracılığıyla denetlemeyi yeğlediği görülmektedir.
Sayfa 219 - KindleKitabı okudu
Tekniğin egemenliğı altında olan bir toplum demek dünyanın yaratılış öyküsünü sorgulayan, mecazi/yakıştırma anlam ve o eski güzel mobilyaların hala somut simge görevi yaptıkları, "kökenlerin" unutulmuş olduğu bir toplum demektir. Bu her şeyi kısa yoldan kavramsallaştırıp soyut bir anlam atfeden bir hesap kitap dünyasıdır. Bu doğa üstü bir güç tarafından yaratılmış bir dünya değil, egemenlik altına alınmış, güdümlenebilen, sınıflandırılıp denetlenebilen, yani üretilen, satın alma ve kullanma üstüne oturan bir dünyadır. Geleneksel üretim düzeninden tamamıyla farklı olan bu modern düzenin de sonuç olarak özünde simgesel bir düzene boyun eğdiği görülmektedir. Doğal malzemeler üstüne oturan bir önceki uygarlık sözlü (oral) yapılara boyun eğerken; Üretim, hesap ve işlevsellik üstüne oturan modern dünyanın rekabete dayalı, dönüştürücü, nesnel yapılara eğilimi olan fallik bir düzene boyun eğdiği görülmektedir.
Sayfa 37 - KindleKitabı okudu
Reklam
Tüketim kültürünün sosyolojik-psikolojik kökeni.
Tüketim gereksinimler düzeniyle ilgili bir şey olsaydı tatmin olmayla sonuçlanması gerekirdi. Oysa böyle bir şeyden kesinlikle söz edilemez, zira insanlar her geçen gün daha çok tüketmek istemektedirler. Bu kendi kendini tüketmeye zorlama olayının herhangi bir psikolojik (bir kez içmeye başlayanı durduramazsınız türünden yaklaşımlar, vs.) zorunluluk ya da basit hir itibar kuralıyla ilişkisi yoktur. Tüketimin denetlenmesi olanaksız bir sürece benzemesinin nedeni (belli bir sınırın ötesine geçildiğinde) gereksinimlerin tatmin edilmesi ya da gerçeklik ilkesiyle artık hiçbir ilişkisi olmayan yaşamın tüm alanlarını kapsayan bir idealist uygulamaya benzemesidir. Tüketimin hiç sona ermeyecek bir enerjiye sahip görünmesinin kökeninde, nesnenin, içinde dolaylı bir şekilde yer aldığı bu arzular evrenin insanı hep düş kırıklığına uğratması vardır. Nesneleşmiş bir göstergeye benzeyen arzu, kendini var eden dinamik süreci tüketim gösterge/nesnelerinin sistemli ve sınır tanımayan sahiplenme sürecine taşımaktadır. Bu durumda tüketimin kendini aşıp geçmek ya da şu andaki görünümünü sürdürebilmek için hiç durmadan yinelenmek, yani yaşamsal bir amaca benzemek durumunda olduğu söylenebilir. Değişik nesneler tarafından simgelenen, düş kırıklığına uğratılan, anlamlı kılınmaya çalışılan bir yaşama arzusunun karşımıza art arda çıkan nesnelerle tazelendiği ve onların içine karışıp, gittiği söylenebilir. Ancak safça ya da saçma bir ahlak anlayışı tüketimi "makul" bir düzeye çekmeye ya da onu normalleştirebilmek amacıyla bir gereksinimler çizelgesi oluşturmaya kalkışabilir.
Sayfa 246 - KindleKitabı okudu
İnsanlar arası ilişkilere "özgü" duyguların nesneye yüklendiği düşünüldüğünde -nesnelerin sahip oldukları o muazzam düzenleme gücünün bedeli budur- onlar aracılığıyla dünyaya sığınıma arzusu bir gerçeği yadsıma ve gerçekten kaçış biçimi olarak nitelendirilebilir. Dini ve ideolojik süreçlerin ortadan kaybolmaya yüz tuttuğu şu günlerde nesneler teselli edenleri teselli eden, zaman ve ölüm denilen iç karartıcı duyguyu emen gündelik yaşam adlı bir masala benzemektedirler.
Sayfa 120 - KindleKitabı okudu
Bilinçaltı bağlamırıda, robot, tüm diğer nesnelerin özeti sayılabilecek ideal bir nesneyi andırıyorsa bunun nedeni işlevsel açıdan bir insan simülakrına benzemesi değildir. Robot bu özelliği taşımakla birlikte insanın kopyası olacak kadar da mükemmel bir nesne değildir. Her ne kadar insana benzetilse de kusursuz bir nesne olan robotun bir köle olmaktan başka seçeneği yoktur. Robot, özünde her zaman bir köle olarak kalacaktır. İnsanı üstün kılan cinsellik hariç onun tüm diğer niteliklerine sahip olabilir. Zaten robot ancak bu sınırlar içinde insanları büyüleyebilir ve simgesel bir değere sahip olabilir.
Sayfa 151 - KindleKitabı okudu
Teknolojik sistem kesintisiz bir devrim süreciyle hiç durmadan kendinden "söz eden" bir işlevsel nesneler düzeni oluşturmuştur -aynı ölçüde olmamakla birlikte bu dilin de içinde bulunduğu bir durumdur- çünkü bu sistem dünyayı egemenliği altına almak ve gereksinimleri karşılamak gibi somut amaçlara sahiptir; oysa iletişim kurmayı amaçlayan dilin konuşma sürecinden ayrı düşünülebilmesi olanaksızdır. Son olarak, teknolojinin, tamamıyla toplumsal yapının belirlediği teknolojik araştırma koşullarına ve dolayısıyla genel bir üretim ve tüketim düzenine bağımlı olduğu söylenebilir. Oysa dile dışarıdan müdahale edilemez, baskı yapılamaz. Bütün bunlar göz önünde tutulduğunda nesneler sistemi, bilimsel açıdan, dil sisteminin tersine, alışkanlıklar üzerine oturan bir sistemle teknik bir sistem arasındaki kesintisiz etkileşimin sonucuna benzeyen bir devinim olarak betimlenebilir.
Sayfa 16 - Kindle/GirişKitabı okudu
288 öğeden 291 ile 288 arasındakiler gösteriliyor.