Tekniğin egemenliğı altında olan bir toplum demek dünyanın yaratılış öyküsünü sorgulayan, mecazi/yakıştırma anlam ve o eski güzel mobilyaların hala somut simge görevi yaptıkları, "kökenlerin" unutulmuş olduğu bir toplum demektir. Bu her şeyi kısa yoldan kavramsallaştırıp soyut bir anlam atfeden bir hesap kitap dünyasıdır. Bu doğa üstü bir güç tarafından yaratılmış bir dünya değil, egemenlik altına alınmış, güdümlenebilen, sınıflandırılıp denetlenebilen, yani üretilen, satın alma ve kullanma üstüne oturan bir dünyadır.
Geleneksel üretim düzeninden tamamıyla farklı olan bu modern düzenin de sonuç olarak özünde simgesel bir düzene boyun eğdiği görülmektedir. Doğal malzemeler üstüne oturan bir önceki uygarlık sözlü (oral) yapılara boyun eğerken; Üretim, hesap ve işlevsellik üstüne oturan modern dünyanın rekabete dayalı, dönüştürücü, nesnel yapılara eğilimi olan fallik bir düzene boyun eğdiği görülmektedir.