Antagonizma, çatışma ve mücadele "genlerinin susturulmuş" olduğu "kafeinsiz" gerçeklik çağında radikal düşünce bile "kötücüllüğünü" kaybetme riski altında.
Zalimliğe yer vermeyen post-yapısalcılık ya da devrimsiz Marksizm, günümüz üniversitelerinde istisna olmaktan çıkıp normalin parçaları haline geldi.
Modern gerçek şu ki bu dünyaya artık inanmıyoruz. Başımıza gelen olaylara, aşka, ölüme bile inanmıyoruz. Sanki bunlar bizi sadece kısmen ilgilendiriyor. Biz sinema yapmıyoruz. Dünya bizi seyrediyor kötü bir film gibi. (Deleuze, 1989)
Aslında bağışıklık kaybının nedeni edilgin nihilizm kültürü, edilgin nihilizmin “aşırı koruma” gayreti gibi görünür; işsiz bırakılan “antikorlar”ın içinde yaşadıkları organizmayı hedef alması gibi, nefrette de “ kendine yönelik saldırganlığa ve bir öz-bağışıklık hastalığına çok benzemektedir.