İşin aslı, ikimiz de toplumun çok farklı kesimlerinden gelen bağımsız insanlarız ve bağımsızlığımızı korumak istiyoruz mümkün mertebe. Bu çok da acayip bir durum değil, öyle değil mi, yani böyle…
Hayatımı kurtarmak zorunda değilsin. Başkalarının hayatını kurtarmak zorunda da değilsin. Biz böyle iyiyiz. Beyaz atına binip gelmene ihtiyacımız yok. Kimsenin kurtarıcısı değilsin.
.
Can sıkıntısı ile kaos arzusu arasında bir bağlantı vardır.
Pek çok kılık değiştirmesine ve blöfüne rağmen, belki de kaos istemekten hiç vazgeçmemişti.
.
Zayıflar güçlülerden yararlanmalı sonuçta, öyle değil mi? Tersi durumdan daha iyi. Arkadaşlarımın benden faydalanmasını isterim. İsterim ki benden beslensinler, kanımı emsinler. Neden olmasın? Onlar benim arkadaşlarım. Yoksa burada ne yapacağım ki? Aile mi kuracağım?
Artık buralarda konuşacak kimse bulamıyorum. Bir kadın için durum daha da zor, anlıyor musun? Kendilerini köşeye sıkışmış gibi hissediyorlar. Ataerkil yüzünden.
Felix, dinle beni: Bir kadını satın alamazsın. Onun aşkını satın alamazsın. O zaman seni terk eder. Zaten aşk da bir gün seni terk edecek, bu yüzden arabalara, mücevherlere falan kafa yormasan da olur. Ciddi söylüyorum.