Eğer karşımızdaki insan bizim inandıklarımıza inanmıyorsa onun bir çatlak olduğunu söyleriz, iş biter. Yani günümüzde öyle olur demek istiyorum, çünkü artık onu (Orta Çağ’da olduğu gibi) yakamayız.
- MARK TWAIN
Olanaksızı göz ardı etmenin sorumluluğu, bize aittir. 1920’lerde ve 1930’larda modern roket biliminin kurucusu olan Robert Goddard, roketlerin dış uzaya asla çıkamayacağını düşünenlerin yoğun eleştirileri ile karşılaşmıştı. Bunlar, onun uğraşlarını alaycı bir üslupla Goddard’ın Çılgınlığı şeklinde adlandırmaktaydılar. 1921 yılında New York Times editörleri, Dr. Goddard’ın çalışmalarını yerden yere vuruyorlardı: “Profesör Goddard, etki ile tepki arasındaki farkı ve tepki doğurmak için vakumdan daha iyi bir şeye ihtiyaç olduğunu bilmemektedir. Görünüşe göre, her gün liselerde kepçeler dolusu verilmekte olan temel bilgilerden yoksundur.” Editörler çok sinirliydi, çünkü dış uzayda tepkiye yol açacak hava bulunmadığı için roketler olanaksızdı. Ne yazık ki Goddarg’ın “olanaksız” roketlerinin ne anlama geldiğini anlayan bir devlet başkanı vardı -Adolf Hitler. II. Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın olanaksız ölçüde gelişmiş V2 roketleri ile sürdürdüğü bombardıman, Londra’ya ölüm ve yıkım yağdırıyor, onu neredeyse dize getiriyordu.