Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk

Haluk Dursun

Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk kitap alıntılarını, Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene, sen bizimle olmasan bile, biz seninleyiz yine. Yahya Kemal Üsküb'e ithafen
Rıza Tevfik Beyrut'un sayfiyesi Cunya'da portakal, muz ve hurma ağaçları arasında, deniz kenarında pek sevdiği büyük kayanın üzerinde güneşin doğuşunu seyrederken bir şiir yazar. 21 Mayıs 1939'da yazdığı "Cunya'da bir sabah şafak sökerken” adlı şiirin ilk kıtası şöyle başlar: "Sevgili Nazlı! Gel Cunya'yı seyret, Şafak söküyorken, bir sabah erken; Âfâkı sarıp bir sisli sükûnet, Lübnan Dağları'na gam çöküyorken! ”
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Gözünüzle değil yüreğinizle gezin
Sıradan bir gezgin olursanız, meydana bakıp, kilisenin içine dalıp, turist turist dolaşırsınız. Ama St. Etienne de denilen Viyana merkez katedralinin sadece gotik mimarisinin bir örneği olarak kabul edilmediğini, aynı zamanda Hristiyan iman ve zaferi'nin de bir örneği olduğunu, Müslüman Türkler'e karşı Avrupa'nın bir simgesi olarak bulunduğunu ve çanlarının bizim Viyan'a önlerinden çekilirken kaybettiğimiz topların demirlerinden eritilip döküldüğünü bilirseniz, çanların sesini ta yüreğinizde duyarsınız.
Sayfa 42 - TimaşKitabı okudu
Daha önce hiç Salzburg'u yazmadım Niye mi? İstanbul'a olan sadakatimden. Eski seyyahlar güzellikte İstanbul'la boy ölçüşebilecek iki şehirden bahsederler, Birisi Napoli, diğeri Salzburg'dur.
Sayfa 118Kitabı okudu
Geçmiş Hayalinden Bugünün Acı Gerçeğine Kısa Bir Yolculuk
Karşı kıyı Romanya. Orada da "kalafat" isimli bir başka Tuna limanı var. O güzel Tuna kıyısında, akşamın olduğu yerde grup vakti bir çay söyleyip üstadın deyişiyle o çayı karıştırırken "köpük köpük", "duman duman" zamanı eritiyoruz. Yahya Kemal'in, "Geldikti bir zamanlar Sarı Saltuk'la Asya'dan Dağıldık bir bir Diyar-ı Rum'a Anadolu'dan" beytinden başlayıp Necip Fazıl'ın Sakarya türküsüne, oradan da "Haniya kardeşlerin Mavi Nil, yeşil Tuna Giden şanlı akıncı Ne gün döner yurduna" deyip kendimizden geçiyor ve de akşamı bitirip geceye geçerken, "kökü mazide olan atiyiz" gibi büyük laflar ederken hâl-i perişanımızı aklımıza getiren, daha doğrusu bize titremeden kendimize getiren bir olay cereyan ediyor. Bulgar polis ekipleri bizi sorguya çekmeye başlıyorlar. Bırakın rahatımızı, ağzımızın tadı bile kaçıyor. "Kimsiniz?", Burada neye duruyorsunuz? "," Pasaportunuz var mı? "," Vizeniz hâlâ geçerli mi? " gibi bize beylik soruları soruyorlar. Sorarlar tabii, zaman onların zamanı, beylik onların beyliği; ne demişti Hüseyin Raci Efendi; " Aziz-i vakt idik a'da zelil kıldı bizi Esir-i bela - vü sefil kıldı bizi "
Sayfa 64 - TimaşKitabı okudu
Reklam
Yeniçeri bağırışır "gideriz Kızılelma'ya dek". Kızılelma'nın ne olduğunu, nerede bulunduğunu sakın kimse sormasın! Bu yolun sonunun nereye çıkacağını kimse merak bile etmesin.
Bir Elif Gibi Tevhidi Temsil Eden Cami
160 yıl Osmanlı egemenliğinde kalan Macar Yani Engürüs Vilayetinde bugün tek bir minare kalmıştır: Kuzey Macaristan'da Eğri (Eger) şehrinin kale altında meydanda sülün gibi süzülen Eğri Camii Minaresi. Tam meydanda bulunan cami yıkılınca, boynu bükük ve garip minare çok hazin bir görüntü arz etmektedir. Hani bazı İslam Şehirleri vardır ya; İstanbul'u gibi, Edirne gibi, minareler bir sıra dağlar gibi birbirini izler, gözlerinizi, hayallerinizi süsler. Eğri'deki tek minare de bir elif harfi gibi, alımlı bir servi gibi, tevhidi işaret eden bir sembol gibi Eğri meydanında bulunmaktadır. Gerçi Kosova Prizren'de Arasta Camii minaresi de tek başına caddenin kıyısında kalakalmıştır ama onun sağında, solunda, karşısında o kadar cami vardır ki minareler bir saf oluştururlar.
Sayfa 100 - TimaşKitabı okudu
Türkler bunlardan yahşi
(Selanik'te) Kasımiye Camii avlusunda Türkçe konuşan bir grup kadın dikkatimi çekiyor, yanlarına gidip konuşuyorum. Azerice konuşan Gürcüler yahut Ermeniler? “Hristiyan`ız, din kardeşiyiz diye buraya geldik ama pişmanız. Türkler bunlardan "yahşi" diyor bir tanesi, öbürküler da ona katılıyor. Daha sonra birkaç kilise avlusunda daha gördüğümüz bu Azerice konuşan insanların kim olduklarını, nereden geldiklerini çözemedik. Kasımiye'nin arka bahçesinde birkaç mezar taşı yan yatmış, başkısımlarında "Hüve-l Baki" duruyor, evet Kasımiye'ye Hüve-l Baki diyerek onları orda bırakıp hemen arkasındaki çift kubbeli hamamın yanından Selanik'in en görkemli, ayakta kalabilen camisi'ne geçiyoruz. Mersklsına not : Kasımiye, bizim 16. yy vezirlerinden Cezeri Kasım Paşa'nın adını taşır.
Sayfa 29 - TimaşKitabı okudu
Üsküp bir Müslüman şehirdi Binbir türbeyle müştehirdi Vardar'sa önünde bir nehirdi Her an tekbirle çağlar
Reklam
Akka biraz Haçlı, biraz Eyyûbi, biraz Memlûk, biraz Osmanlı ama asla İsrailli değil!
Bazı insanlar gibi
Selanik kendisini hemen ortaya çıkarmayan, uzaktan bakanlara, gelip geçirenlere asla kendini göstermeyen bir şehir Dışardan zahiri olarak baktığınızda sizi kucaklamayan ama, derununa aşina oldukça koynundan çıkamayacağınız bir şehir.
Sayfa 26 - TimaşKitabı okudu
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.