Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk

Haluk Dursun

Sayfa Sayısına Göre Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Üsküp bir Müslüman şehirdi Binbir türbeyle müştehirdi Vardar'sa önünde bir nehirdi Her an tekbirle çağlar
Bazı insanlar gibi
Selanik kendisini hemen ortaya çıkarmayan, uzaktan bakanlara, gelip geçirenlere asla kendini göstermeyen bir şehir Dışardan zahiri olarak baktığınızda sizi kucaklamayan ama, derununa aşina oldukça koynundan çıkamayacağınız bir şehir.
Sayfa 26 - TimaşKitabı okudu
Reklam
Türkler bunlardan yahşi
(Selanik'te) Kasımiye Camii avlusunda Türkçe konuşan bir grup kadın dikkatimi çekiyor, yanlarına gidip konuşuyorum. Azerice konuşan Gürcüler yahut Ermeniler? “Hristiyan`ız, din kardeşiyiz diye buraya geldik ama pişmanız. Türkler bunlardan "yahşi" diyor bir tanesi, öbürküler da ona katılıyor. Daha sonra birkaç kilise avlusunda daha gördüğümüz bu Azerice konuşan insanların kim olduklarını, nereden geldiklerini çözemedik. Kasımiye'nin arka bahçesinde birkaç mezar taşı yan yatmış, başkısımlarında "Hüve-l Baki" duruyor, evet Kasımiye'ye Hüve-l Baki diyerek onları orda bırakıp hemen arkasındaki çift kubbeli hamamın yanından Selanik'in en görkemli, ayakta kalabilen camisi'ne geçiyoruz. Mersklsına not : Kasımiye, bizim 16. yy vezirlerinden Cezeri Kasım Paşa'nın adını taşır.
Sayfa 29 - TimaşKitabı okudu
Gözünüzle değil yüreğinizle gezin
Sıradan bir gezgin olursanız, meydana bakıp, kilisenin içine dalıp, turist turist dolaşırsınız. Ama St. Etienne de denilen Viyana merkez katedralinin sadece gotik mimarisinin bir örneği olarak kabul edilmediğini, aynı zamanda Hristiyan iman ve zaferi'nin de bir örneği olduğunu, Müslüman Türkler'e karşı Avrupa'nın bir simgesi olarak bulunduğunu ve çanlarının bizim Viyan'a önlerinden çekilirken kaybettiğimiz topların demirlerinden eritilip döküldüğünü bilirseniz, çanların sesini ta yüreğinizde duyarsınız.
Sayfa 42 - TimaşKitabı okudu
Geçmiş Hayalinden Bugünün Acı Gerçeğine Kısa Bir Yolculuk
Karşı kıyı Romanya. Orada da "kalafat" isimli bir başka Tuna limanı var. O güzel Tuna kıyısında, akşamın olduğu yerde grup vakti bir çay söyleyip üstadın deyişiyle o çayı karıştırırken "köpük köpük", "duman duman" zamanı eritiyoruz. Yahya Kemal'in, "Geldikti bir zamanlar Sarı Saltuk'la Asya'dan Dağıldık bir bir Diyar-ı Rum'a Anadolu'dan" beytinden başlayıp Necip Fazıl'ın Sakarya türküsüne, oradan da "Haniya kardeşlerin Mavi Nil, yeşil Tuna Giden şanlı akıncı Ne gün döner yurduna" deyip kendimizden geçiyor ve de akşamı bitirip geceye geçerken, "kökü mazide olan atiyiz" gibi büyük laflar ederken hâl-i perişanımızı aklımıza getiren, daha doğrusu bize titremeden kendimize getiren bir olay cereyan ediyor. Bulgar polis ekipleri bizi sorguya çekmeye başlıyorlar. Bırakın rahatımızı, ağzımızın tadı bile kaçıyor. "Kimsiniz?", Burada neye duruyorsunuz? "," Pasaportunuz var mı? "," Vizeniz hâlâ geçerli mi? " gibi bize beylik soruları soruyorlar. Sorarlar tabii, zaman onların zamanı, beylik onların beyliği; ne demişti Hüseyin Raci Efendi; " Aziz-i vakt idik a'da zelil kıldı bizi Esir-i bela - vü sefil kıldı bizi "
Sayfa 64 - TimaşKitabı okudu
Bir Elif Gibi Tevhidi Temsil Eden Cami
160 yıl Osmanlı egemenliğinde kalan Macar Yani Engürüs Vilayetinde bugün tek bir minare kalmıştır: Kuzey Macaristan'da Eğri (Eger) şehrinin kale altında meydanda sülün gibi süzülen Eğri Camii Minaresi. Tam meydanda bulunan cami yıkılınca, boynu bükük ve garip minare çok hazin bir görüntü arz etmektedir. Hani bazı İslam Şehirleri vardır ya; İstanbul'u gibi, Edirne gibi, minareler bir sıra dağlar gibi birbirini izler, gözlerinizi, hayallerinizi süsler. Eğri'deki tek minare de bir elif harfi gibi, alımlı bir servi gibi, tevhidi işaret eden bir sembol gibi Eğri meydanında bulunmaktadır. Gerçi Kosova Prizren'de Arasta Camii minaresi de tek başına caddenin kıyısında kalakalmıştır ama onun sağında, solunda, karşısında o kadar cami vardır ki minareler bir saf oluştururlar.
Sayfa 100 - TimaşKitabı okudu
Reklam
Daha önce hiç Salzburg'u yazmadım Niye mi? İstanbul'a olan sadakatimden. Eski seyyahlar güzellikte İstanbul'la boy ölçüşebilecek iki şehirden bahsederler, Birisi Napoli, diğeri Salzburg'dur.
Sayfa 118Kitabı okudu
Makedonya-Kosova gezisi "köfte piyaz namaz niyaz" turudur. Ortadoğu gezisi de "ye kebabı gir türbeye çık kaleye" turudur.
Sayfa 147 - TİMAŞKitabı okudu
Rıza Tevfik Beyrut'un sayfiyesi Cunya'da portakal, muz ve hurma ağaçları arasında, deniz kenarında pek sevdiği büyük kayanın üzerinde güneşin doğuşunu seyrederken bir şiir yazar. 21 Mayıs 1939'da yazdığı "Cunya'da bir sabah şafak sökerken” adlı şiirin ilk kıtası şöyle başlar: "Sevgili Nazlı! Gel Cunya'yı seyret, Şafak söküyorken, bir sabah erken; Âfâkı sarıp bir sisli sükûnet, Lübnan Dağları'na gam çöküyorken! ”
Sayfa 161Kitabı okudu
İlâhi Haluk Hoca, senle mütelezziz sofralarda meşk etmek vardı ya..
Bu tür kahvaltının başka yerde örneği olmadığı için tam bir tören havasında düzenlenmesi lazım. Öyle son güne bırakıp "Ay toplantıya yetişeceğim, vay uçağı kaçıracağım" deyip sıkıştırmak, aceleye getirmek yok. Van'da kahvaltı mütemmim cüz değil, yani ana parçayı tamamlayan bir ek değil, esasa taalluk eden ciddi bir iştir. Hâşâ min teşbih farzdır farz! Vanlılar bunu öğlene doğru tahin balla, süzme yoğurt, cacıkla sürdürüyorlar ki orası da bize fazla gelir. İşi tadında bırakıp nafileye kaçmamak lazım. Elhamdülillah deyip doyduktan sonra bulunursa kehribar suyu içilir, akşama Van Gölü'nün sodalı sularında yetişmiş taze incili kefal yoksa buz gibi suyu olan ırmaklardan gelen aynalı sazanı tereyağında mis gibi kızartmak umuduyla kahvaltı işine son verirsiniz. Haydi bir de mevsimine göre başka bir tavsiyede bulunayım: Muradiye'ye doğru yola çıkıp Bendimahi Çağlayanı kenarına kurulup, tavşan kanı bir çay demlettirip "Ya Rabbi, bu dünya nimetlerinden dolayı sana ne kadar şükretsem azdır" deyin.
Sayfa 207 - KapıKitabı okudu