Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

XVIII. ve XIX. Asırlarda

Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri

Yusuf Akçura

Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri Gönderileri

Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri kitaplarını, Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri yazarlarını, Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
246 syf.
7/10 puan verdi
Bu kitabı okuyup anlamaya çalışmak, 1950 öncesi eserler ile haşır neşir olmamış kişiler için tam bir Osmanlıca eğitimi olabilir. Yüzlerce eski kelime mevcut, buna rağmen yazım dili ve yazıldığı dönem itibariyle olaylara yakın olması, çok çok akıcı bir üslup ortaya çıkarmış. Özellikle Fransız ihtilalinin etkisini anlamak isteyenler için tam isabetli bir eser... Kabaca çağdaşlaşma çabalarının yeni başladığı 1780-1810 arası 30 yıllık dönemi siyasi ve askeri açıdan anlamak isteyenlere şiddetle tavsiye ederim...
Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri
Osmanlı Devleti'nin Dağılma DevriYusuf Akçura · Ötüken Neşriyat · 2018121 okunma
Cumhuriyet'in ilanı bu bağlara indirilmiş en büyük darbeydi...
... nihayet Şark [doğu] medeniyetinin muhafazasında menfaatlerini temin eden içtimaî [toplumsal] gruplar, padişahı ve fikirlerini bir müddet için daha mağlup ettiler. Demek Osmanlı içtimaî heyetinin ekseriyeti [çoğunluğu], henüz Şark medeniyetinin muhafazasına hissî, ruhî ve maddî râbıtalarla bağlı bulunuyordu ...
Sayfa 233
Reklam
Son bulmaz bir Türk-İslam geleneği, irtica... (1703-1807-1909-2016-...)
... III. Selîm'in başladığı yeniliklere karşı çıkan dinî ve siyasî irtica, hayal ve emeli geniş, fakat kudret ve sebatı eksik olan bu padişaha galebe ederek, vaziyete yine bir müddet için, hâkim oldu ... (Kabakçı Mustafa İsyanı-1807)
Sayfa 220
Filen Osmanlı Padişahları mutlak ve müstebit birer hükümdardı; ancak bu istibdada karşı, fetva makamınında nazari bir silahı, 'hal' fetvası vardı. Fetva makamı, bu silahı müessir kılabilmek için, Osmanlı Saltanatının ancak inhitat devrinde hakiki bir istinat kuvveti bulabilmiştir ki o da itaati gevşetmiş olan Yeniçeri ordusudur. Bu cihetle Osmanlı Padişahlarının mutlak iktidarı, Meşihat makamının 'hal' fetvası ve bu fetvayı tatbik edebilmek iktidarını haiz asker kuvvetile tahdit edilmiş demek olur.
Sayfa 3 - Türk Tarih Kurumu
Fakat İngilizler, Ruslarla birlik olarak payitahtlarını tehdide kalkışınca Türklüğün fıtri mertliği, kan ve seciyeleri hayli bozulmuş olan Saray ve Babıali ricalinde bile kendini gösterdi: tehdide baş eğmekten ise cesaretle karşı koymak kararı verildi.
III. Selîm devrine nihayet veren şiddetli müsademe, padişahın Garp medeniyetini, askerlikte, idarede ve bunlara lüzumlu ilim ve san'atlarda kabule çalısmasıyla başladı. Önce padişah muvaffak olur gibi göründü ise de, nihayet Şark medeniyetinin muhafazasında menfaatlerini temin eden içtimaî gruplar, padişahı ve fikirlerini bir müddet için daha mağlup ettiler. Demek Osmanlı içtimaî heyetinin ekseriyeti, henüz Şark medeniyetinin muhafazasına hissî, ruhî ve maddî râbıtalarla bağlı bulunuyordu...
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
III. Selîm gibi padişah olmadan önce gençliğini mahdut bir dairede güzel, câhil ve câzip birçok câriyeler ile hakikati bilmeyen ve bilse de söylemeyen bir takım siyah ve beyaz köleler ve memurlar arasında geçiren bir adamın tabiatında kâfî metanet, fikrinde vüzuh ve selâmet, malûmatında vüsat ve muhakemesinde isabet aramak, adetâ haksızlık olur. Böyle bir muhitte zekâ donuklaşır", iradet eksilir, seciye gevşer, ahlâk zayıflar. Padişah olunca da, şehzadelikte hâsıl edilen itiyatların düzeltilmesi güçtür. Böyle yorulmuş bir hükümdarın kendisine yardımcı olarak doğru, dürüst, malûmatlı ve namuslu adamlar bulup intihap etmeden muvaffak olması, zordur. Şehzadelik zamanında mahkûm bulunduğu hürriyet ve irade mahdutluğu ile, padişah olunca eline geçen mutlak iradet ve hürriyet arasında husûle gelen şiddetli tezat, kuvvetli insanların bile aklî muvazenesinin muhafazasını müşkülleştirir...
Sayfa 227Kitabı okudu
III. Selim
Nihayetinde sultanlığını ve hattâ canını bile yiyen bu askerî ıslahat teşebbüsünde III. Selîm'in ısrar ve metaneti methe lâyıktır; ancak, bu doğru yolda yürürken yakınlarının ve vilâyette bulunan bazı paşa ve beylerin zalimane hareketlerini, irtikâp ve irtişalarını [yolsuzluk ve rüşvetçiliklerini] anlayıp önüne geçecek kadar dirayet ve kudret gösterememesi tenkit olunabilir.
Sayfa 226Kitabı okudu
Devleti muhafaza için ne yapmalı? Vakayiden anlaşılabileceğine nazaran, devlet adamları ve memleket mütefekkirleri bu hayatî meselenin hallinde ikiye ayrıldılar: 1) Şark medeniyetinin hususiyetlerini tamamen muhafaza ederek Garba tefevvukun kabil olduğuna inananlar; 2) Devletin vücudunu muhafaza, ancak Garp medeniyetini temsil ile mümkün olabileceğine kani olanlar...
Sayfa 222Kitabı okudu
Osmanlı Devleti zayıfladıkça, evvelden beri rakip ve hasımları olan devletler, ezcümle Avusturya ve Rusya, zaaftan istifadeye şitap ederek, fasılasız taarruzlarla kendilerine civar olan Osmanlı arazisini istilâya uğraştıkları gibi, gayrimüslim Osmanlı tebaasını tahrik ile, metbu devletleri aleyhinde kıyama teşvik etmişlerdir; bundan dolayı, devlet mütemadi isyan ve ihtilâllerle karşılaşmıştır. Bu vâkıalardan neşet eden zaaf, devlet başında bulunanların itibar ve sultasını eksiltmiştir.
Sayfa 221Kitabı okudu
225 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.