Herkesin en yakınında duran, herkesin kendisine namuslu ve şerefli diyerek güvendiği ve kalbini açtığı fakat kötülüğün vücut bulmuş hali Iago'nun (Othello'nun çavuşu), iyi niyeti nasıl kullandığını gösteren bir Shakespeare yapıtı. Kitapta Othello'nun diyaloğundan çok, insanların karakterini tespit edip istediği gibi yön verebilme becerisine sahip Iago'nun konuşmalarını görmekteyiz. Yıllar geçse de insana ait duygular neredeyse hiç değişmemiştir. Kıskançlık, şüphecilik, peşin hüküm, fesatlık... vb. durumları bu kitabın içinde de görmekteyiz. Shakespeare'in sevmediğim bir yönü de eserlerinin hep hüzünlü bitmesidir. Kim bilir belki de anlattıkları hayatın içinden olduğundandır. Şu alıntıyla bu kısa incelememi bitirmek istiyorum.
"Şöyle ya da böyle olmak elbette kendi elimizde. Bedenimiz bahçemizdir, irademiz de bahçıvanı, ister ısırgan dikersin, ister kekik, ister hıyar yetiştirir, kabak ekersin, bahçeni ya tek bir bitkiye ayırabilirsin ya da bir sürü çiçekle doldurabilirsin, yeter ki sen iste! Bahçenin kısır kalması da elinde, verimli, bakımlı olması da. Bunların hepsini yapmak irademize bakar."(syf25) Ne hazin bunları idrak edebilip hala kötünün safında yer alanlara.