Teoman Duralı Kitabı

Öyle Geçer ki Zaman

Ş. Teoman Duralı

En Eski Öyle Geçer ki Zaman Gönderileri

En Eski Öyle Geçer ki Zaman kitaplarını, en eski Öyle Geçer ki Zaman sözleri ve alıntılarını, en eski Öyle Geçer ki Zaman yazarlarını, en eski Öyle Geçer ki Zaman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Teoman Duralı Kitabı okuyucusunu, bir filozofun yerel ve evrensel dünyanın kültür atlasındaki devriâlemine ortak ediyor.
öyle geçer ki zaman seni unutmak ne mümkün gençlik günlerimizde ömür dediğin halıymışçasına sonsuza uzayagiden
Reklam
evin büyüğü babamın dayısı, büyükbabamla yakın arkadaş. bacısını bu adama uygun görüyor ve onunla evlendirmeği kararlaştırıyor. büyükbabam da kabul ediyor. babannem de evlendiği güne değin kocasını görmemiş. ilk defa karşılaştığında, dehşete kapılıyor. kendinden çok yaşlı çünkü. babannem anneme "ömrümüzde bir defa olsun münakaşa, kavga gürültü olmadı. evlendiğim gün "bu adamla nasıl bir ömür geçiririm" diye düşünürken onu öylesine sevdim ki, anlatılır gibi değil; bu adam hayatımda bana bir kere kötülük etti, o da ölmekle" demiş.
"Kelimeyişehâdet yeliyle yelken açıyorum zamansız- mekânsız âleme Heyhât öyle geçer ki zaman Seni unutmağa var mı imkân.."
İki yüzyıla yakın Batı karşısında hep kaybediyor ve dolayısıyla Batı idealine dönüyor. Dediğiniz doğru. Tanzimattan îtibâren başlayan bir soysuzlaşma var ve onun tepe noktasını devrimler teşkil etmiştir. Osmanlının ne olursa olsun elinden düşürmediği bir ülkü vardı, o da Müslümanlıktı. Bu, Cumhuriyetin ilk seçkin tabakasında çok zayıflar, toz hâline gelir. Bu dinlemi ilgili, bir kültürsüzleşmemi? İkisi biribirine son derece bağlı olaylar. Daha önce ifâde ettim, kültürümüzün yüzde doksanı Müslümanlıktan geliyor. İslâmın dışından İç Asyadan getirdiğimiz, dıkkata alınmayacak derecede az unsur var. Birkaç halk oyunu varsa vardır. Dil büyük ölçüde İslâmîleşmiştir. İçinden İslâmı aldığınız vakıt geriye bir şey kalmıyor. Hepsi aynı sıyâsî ideolojiyemi sâhipti? Hepsi aynı fikirde değildi tabii; fakat ortak, asgarî müşterek zemin Mustafa Kemâl’in getirdiği nizâm ve o devrimlerin estirdiği hava. Bunlara uymayanlar, dışlanıyorlardı. Tanrı Mustafa Kemâl ise, onun yolundan gitmeyenler, küfür hâlindedir anlayışı hâkimdi. Bunu çok genç yaşta görmeğe başladım. Beni buna iten neydi, kimdi, bunun açık bir cevabını veremiyorum. Babam çok eleştirici bir adamdı. Devrimleri ve Mustafa Kemâl’i sık eleştirdiğini hatırlıyorum; yine de mutlak bir secde anlamında değilse de, hep sarsılmaz bir dayanaktı. Eleştiriler “gözünün üstünde kaşı var” tarzındaydı. Kimi aşırılıklardan şikâyet edilir, sofrada zaman zaman ahlâkî yönü tebârüz ettirilirdi. Orada da biraz ileri gidilirse dayım masaya yumruğunu vurur, uyarırdı.
"Kültürümüzün yüzde doksanı Müslümanlıktan geliyor. Dil büyük ölçüde İslamileşmiştir. İçinden İslamı aldığınız vakıt geriye bir şey kalmıyor.."
Reklam
931 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.