Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özgürüm Ama Mecburiyet Var

Leyla Neyzi

Özgürüm Ama Mecburiyet Var Gönderileri

Özgürüm Ama Mecburiyet Var kitaplarını, Özgürüm Ama Mecburiyet Var sözleri ve alıntılarını, Özgürüm Ama Mecburiyet Var yazarlarını, Özgürüm Ama Mecburiyet Var yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dönem çok politikti. Ve liselerden başlıyordu her şey. Beni biraz izole ettiler. Biraz steril yaşadım ben. Ailem, aman bir şey olmasın diye beni özel okula gönderdi. Apolitik bir ortam, çünkü konuşulan mevzular çok light çok sade oluyor. Yani garip değil mi, bu çok politize olmuş insanlar genelde çok politik yetiştirme taraftarı oluyorlar. Mesela benim sınıfımda babası öldürülmüş çocuklar da vardı, babası faili meçhule kurban gitmiş çocuk da vardı. Madem sen öylesin ben böyleyim benim çocuğum böyle olmasın zihniyeti. Ben o acıyı yaşadım, çocuğum yaşamasın. Bilemiyorum ama sonuçta başkalarının çocuklarını bu işlere karıştırdıkları için söylüyorum, neden kendi çocuklarını izole ediyorlar? Yani bütün hepsi paranın icadından başlıyor bence. İnsanların parası olunca daha korkak oluyorlar galiba. Oradaki insanlarda kaybetmekten korkan kişilerin çocukları oldukları için böyle çok sterildi.
"Benim ilk anım şu. Beni okula götürürken babamla ablam kolumu çekiyordu böyle. Gitmek istemiyorum. Şimdi bizde 'bir' demek 'kuyu' demek. Türkçede de bir zaten biliyorsunuz. Ben ne bileyim. Bir'e götürüyorlar. Sen bir'e gideceksin. Kuyuya atacaklar zannediyorum. Yabancı bir dil, ben ne bileyim. Bir'e gittik, sınıf. Öyle başladı okul hayatım ...."
Sayfa 78 - Diyarbakırlı Nasır'ın okula başlama anısıKitabı okudu
Reklam
"Çocukluğumla ilgili pek fazla şey hatırlamam. Sonra nedenini sorgulamaya başladım. Gittim bir dönem köye. Köyde yaşadığımız ev yok artık. Yıkılmış. Üzerine toprak gelmiş. Doğduğumuz evin yok olması, anılarınızın da yok olması anlamına geliyor. Bir şekilde anılarım da yok oldu hissine kapıldım. Doğduğum evin yıkılmasıyla birlikte anılarımın da toprağın altına gittiğini. O yüzden çocuklukla ilgili çok fazla hatırlamadım. Belki başkalarının anlattıkları benim kafamda yer eden. Artık yaşamışım gibi olan şeyler."
Sınıf öğretmeni Ali'nin Diyarbakırlı çocuklarla ilgili düşüncesi
"Tabii çocuklar köyü hatırlamıyorlar, ama ebeveynlerinin anlattıkları hikayeleri sanki başlarından geçmiş gibi yaşıyorlar. İnsan, hikâyesiz yaşayamaz. Onların da anlatacak hikayesi oluyor. Ve bu çocuklar o hikâyelerle kendilerini özdeşleştiriyorlar ve o hikâyelerle kendilerini var ediyorlar."
Geç olmadan insanın kendi evine gidip başını annesinin dizine bırakıp oturması, kendi aile içi demokrasilerinin olması, özgürlükleri olması lazım
18 öğeden 11 ile 18 arasındakiler gösteriliyor.