Bir psikoloğun gözünden, o zamanın şartlarını, gerçeklerini sivri bir dille okuyoruz. İlk önce Sokrates'in yoğun eleştirileriyle ve ona hayranlık duyanların yadırganmasıyla başlıyor kitap. Birkaç filozof daha nasibini aldıktan sonra, bir iki tanesi de övgü alıyor. Sonra milletler ile ilgili eleştiriler başlıyor. Aslında genel anlamda, eğitim sistemi, kilise, hristiyanlık, inançlar, dayatmalar sivri bir dille ve gerçekçi bir şekilde eleştirilmiş. Mesela birkaç yerde kendi doğrularını uygulayan kilise için karşıt görüşlerini belirtirken, 'biz ahlak dışı olan taraf' tarzında kendisi ve kendisi gibi düşünenleri ifade ederek göndermede bulunmuş. Sürekli dokundurmalar ve açık suçlamalar var. Kendisiyle ilgili ifadelerde bulunurken bile, karşı tarafa laf sokmayı ihmal etmemiş. Kesinlikle sürükleyici ve merak uyandırıcı bir kitap. Özellikle Alman eğitim sistemi ve Almanların inançlarına değinmiş, hatta onların eserleriyle bile gelişigüzel alay var. Cesurca yazılmış bir kitap. Fazla spoi vermeyeceğim. Ama benim için garip olan yanı, anlattıklarının çoğunda, bizimle ilgili o kadar çok benzerlik var ki, zaman zaman acaba bizi anlatıyor da, başka bir milletten söz ediyormuş gibi mi davranıyor diye düşünmedim değil...