Aziz Nesin etkinliği yapmış ve güzel dönüşler almıştık. Bu kez de aynı dönemin aydınlarindan Cumhuriyetçi, Atatürkçü
Rıfat Ilgaz etkinliği yapalım istiyorum. Süre olarak Ekim sonu diyelim.
Evinde ters kelepçe vurularak ve ayağında prangalarla karakola kadar bu şekilde götürülen bu değerli aydinimizin etkinliğine katılımınızı bekliyoruz...
1.
Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
Saçlarını, gözlerini, ellerini
Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
Termometrede yükselen çizgi çizgi
Kim bilir nerelerde soğuyorsun
Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen
İnsan insan bakan gözbebeklerin
Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder
Ne gelirse onlardan gelir bana
Çalışma gücü yaşama direnci
Mutluluk gibi kazanılması zor
Mutluluk gibi yitirilmesi kolay
Bir açarsın ki mutluyum
Bir kaparsın her şey elimden gitmiş
Mizahçılar yüzümüze ayna tutup bize kim olduğumuzu gösterirler; Rıfat Ilgaz gibi ender yazarlarsa, en karanlık anlarımızda bile bir gülümsemeyle aydınlatabilirler içimizi.
Cennette mizah yoktur ama, yeryüzünün cennete dönüşmesi olasılığı da pek güçlü değildir. Tarih kadar eski olan mizah, varlığını herhalde uygarlık yok olmadıkça sürdürecektir.
Marko Paşa hareketi tek parti dönemindeki muhalif tutumuyla Demokrat Parti'nin iktidara gelişine katkıda bulunmuştur. Ama Demokrat Parti de iktidara gelir gelmez Marko Paşacıların ensesinde boza pişirmeye başlar. Çarpıcı görünse de şaşırtıcı değildir bu: Çünkü iktidar değişmişti ama, Marko Paşa'nın muhalifliği değişmemiştir.
Rıfat Ilgaz'ı eski bir oğretmen ve eski bir veremli olarak özetleyebilirsiniz. Bu taraflarını eserlerinde kolayca bulacaksınız... Hababam Sınıfı ve Bizim Koguş kitapları güçlü birer kanıttırlar.
Ölüm, hiç özenilecek şey değil
Sevgilim, ölümün güzeli yok
Bir çirkin oluyor insan görme
Sevmeyi, düşünmeyi unutuyor
Ölecek misin ya bir meydanda öl,
Ya da dağ başında kavgan için
Böyle yatakta miskin ölme
Gerçekten de bazı yanlarıyla Ilgaz, Nazım Hikmet'ten çok Orhan Veli'ye yakın düşer. Ama bu yakınlık dıştadır; özde değil, biçimdedir. Nitekim, Orhan Veli'nin «başlangıçta» toplumcu bir kaygısı yoktur: Ilgaz ise belirli bir inancın adamıdır. Onun için, Orhan Veli'de kendinden başka amacı olmayan mizah, llgaz'da toplumsal yergiye destek olur. Orhan Veli, özellikle Garip döneminde, Batıcıldır. Ilgaz ise, yerli ve yereldir. Orhan Veli halk gibi olmaya özenir, Ilgaz ise halktan biridir.