İki öyküden oluşan kitapta, "Rip Van Winkle" öyküsünü açık ara daha çok beğendim. Amerika'nın Özgürlük Savaşı'nın öncesi ve sonrası, gizemli olaylar perdesinin ardından öyle güzel anlatılmış ki, ikinci öykü "Hayalet Süvari" öyküsü benim kanaatime göre sönük kalmış. Öyle ki Rip Van Winkle amcanın yaşadıkları ve köyüne dönüşü, bazı çıkarımlar gerektiriyor. Rip'in karısı tüm despotluğu ile İngiltere'yi yani Kraliçe'yi, kadının ölümü ise İngiliz hakimiyetinin sona erişini, Amerika'nın bağımsızlığına eriştiğini sembolize ediyor. Adamın tüfeğinin bile eskimiş olması, savaşın sona erdiğinin bir göstergesi bence. En azından ben böyle bir çıkarımın hedeflendiğini düşünüyorum. Mesaj öykü içine o kadar güzel yedirilmiş ki aynı heyecanla "Hayalet Süvari" öyküsüne başlayınca, maalesef sonunda bir hayal kırıklığı yaşanmıyor değil. Fakat yazarın betimlemeleri ve anlatımı sizi fazlasıyla etkiliyor.
