Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aristoteles in Yeniden Keşfinden Konstantinopolis in Fethine

Rönesans Dünyası

Susan Wise Bauer

Rönesans Dünyası Gönderileri

Rönesans Dünyası kitaplarını, Rönesans Dünyası sözleri ve alıntılarını, Rönesans Dünyası yazarlarını, Rönesans Dünyası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiçbir kuram belli bir gerçeklik payı içermeyecek kadar yanlış değildir; hiçbir tartışma , öğrenilecek hiçbir şey içermeyecek kadar beyhude değildir.
Haçlılar siyasal güç uğruna Doğuda kendi siyasal iktidar adalarını oluşturma uğruna haçın birliğini bozmuşlardı.Venedikliler de bunu aynı topraklarda bir ticaret imparatorluğu kurma fırsatı adına bozmuştu.
Reklam
·
Puan vermedi
Rönesans Dünyası”, Batı dünyasının, Arap dilinden çevrilen fizik, tıp, felsefe, astroloji gibi alanlarda yazılan Eski Yunan eserleriyle tanışmasından Konstantinopolis’in Osmanlı Devletinin eline geçmesine kadar dünyanın dört bir yanında yaşanan tarihi olayları anlatır. Kitabın olayları aktarma tarzı sayesinde dünya üzerinde kurulmuş olan her bir medeniyetin kendi kısa tarihini de bu kitap sayesinde öğrenme olanağı buluruz. Yani, sadece bir Avrupa tarihi ile değil, bir dünya tarihi ile karşı karşıyayızdır. Bu tarihi olaylar, Rönesans dönemini nasıl bir zeminde yeşerip büyüdüğünü görmemizi sağlar. Kitapta birçok farklı kaynaktan yararlanıldığı için olayların sadece tarihi değil kişisel boyutları da anlatılır. Kitap bize dünya tarihini öğretirken, aynı zamanda, tarihi kişiliklerin ihtiraslarını, güçlü ve zayıf yanlarını, tarihe nasıl damga vurduklarını da görme imkânı sunar. “Rönesans Dünyası”, dünya tarihine, insanların düşünce yapılarının nasıl değiştiğine bizleri tanık ederek alternatif bir bakış açısı sunar. Okullarda okutulan tarih kitaplarından çok farklı olarak tarihi olayların arka planında yatan insani duygularla karşılaşırız bu kitapta. Arapça bilim kitaplarının Latinceye çevrilmesinin ardında yatan ilim tutkuyu ve İstanbul’un fethinin bir batılı ve bir doğulu için ne anlamlara gelebileceğini bireysel olarak hissetmeye hazır olun.
Rönesans Dünyası
Rönesans DünyasıSusan Wise Bauer · Alfa Yayıncılık · 202234 okunma
Kölelik
Esirlerin acılarından etkilenen Zurara, eskisinden, "hayvanlar gibi ruhları lanetlenmiş" yaşamlanndan daha iyi durumda olduklarını ifade ederek içini rahatlattı. Şimdi, diyordu, onlar "giydirildiler ... karınları doydu …. seviliyorlar ve iyi niyetle İnanç yoluna sokuldular." Esaretleri onları İncil'i duyabilecekleri Hıristiyan topraklarına getirmişti; bu onla­rın iyiliğineydi. 1452'de, köle ve diğer Afrika mallarının ticareti o kadar büyümüştü ki (birkaç on yıl sonra, coğrafyacı Duarte Pacheco Pereira, "yılda 3500 köle ya da daha fazla," diyordu, "fildişleri, altın, ince pamuklu kumaş ve birçok başka mal"), Portekiz kralı ülkesinin Afrika'daki çıkarlarını korumak üze­re papaya başvurmaya karar verdi. … 18 Haziran 1452'de, papalık emirnamesi Dum Diversas'ı yayınladı ve Alfonso'ya, "Papalık yetkesine dayanarak, tüm Sarazen ve dinsizleri, kim olursa olsun ve nerede olurlarsa olsunlar, İsa'nın diğer düşmanlarını isti­la, arama, yakalama, yok etme ve boyun eğdirmeye ve kendilerini de daimi köleliğe tabi kılmaya tam ve serbest yetki" verdi. … Batı Afrikalıların fethi kutsal aleme aktarılmıştı; köleleştirilmeleri kurtuluşları olmuştu; satılınaları da haklı bir görev olarak takdis edi­liyordu. Bu Haçlı Seferi idealinin o zamana kadarki en yıkıcı genişleme­siydi.
Sayfa 721Kitabı okudu
Timur ile İbni Haldun
Daha sonra Şam'ı kuşattı, tanınmış seyyah İbn Haldun da kentte kısılıp kaldı. İbn Haldun yaklaşık yetmiş yaşındaydı; Timur onun içeride olduğunu duyunca, ünlü kişiyle konuşmak istedi. Kent savunmacıları İbn Haldun'u salıvermek için kent kapılarını açtıklarında Timur'un kenti istila etmeyeceği sözüne inanmadılar ve onu bir sepet içinde duvardan sarkıttılar. İbn Haldun'un merakı onu bu toplantıyı kabule itmişti, ama içi rahat değildi; daha sonraları, "Korkudan, aklımda onu ve yönetimini yücelterek, onu pohpohlayacak sözcükler oluşturdum," diye yazacaktı. Büyük adam­la birlikte yedi içti, ona "evrenin sultanı ve dünyanın hükümdarı" oldu­ğu için iltifat etti, hizmetçilerinin onu atma kadar taşımalarını seyretti; Timur'un topallığı, sağ ayağını arkasından sürümesine neden oluyordu ve yalnızca kısa mesafelere yürüyebiliyordu. İbn Haldun'un sağ salim Timur'un yanından ayrılmasına izin verildi, sonradan Kahire'ye gidecekti. Şam sonunda teslim oldu. Timur kenti bü­tün zenginliklerinden soydu, arkasından da ateşe verdi.
Sayfa 689Kitabı okudu
Reklam
Timur
Öylesine bir sadist değildi. Ya da daha sonraki yaşamöyküsü yazar­larının ağzına laf yerleştirme çabalarına karşın, bir inanç savaşçısı da değildi. İslam'ı benimsemişti, ama katliamlarında kutsal savaş vurgusu yoktu. Düşmanlarını öldürüyor, müttefiklerinin canını bağışlıyordu. Pra­tik bir adamdı, filozof değil; tek etiği vardı, o da zafer.
Sayfa 615Kitabı okudu
İnsanlık günümüze iyi gelmiş
Savaş pahalı ve can sıkıcı olmuştu ve Edward, Dafydd için yeni bir cezaya karar verdi, sürüklendi, asıldı ve dörde bölündü; bu bir asiye ya­şarken uygulanan barbarca bir cezaydı: Londra sokaklarında bir atın arkasında hain olarak sürüklenmiş, hırsız olarak asılmış, sonra da daha canlıyken kesilerek iç organları çıkartılmış ve gözleri önünde yakılmıştı; bu da cinayet için verilen eski bir cezaydı. Nihayet, çağdaş Chronicle of Lanercost'ta (Lanercost Vakayinamesi) aktarıldığına göre, "uzuvları dört parçaya bölünmüş ve İngiltere'nin dört tören alanında sergilenmişti." Sağ kolu York'a, sol kolu Bristol'a, sağ hacağı Northampton'a ve sol hacağı da Hereford'a gitmişti. Çürüdüğünde dağılmasın diye demirle bağlanan başı da Londra Kulesi'nde bir mızrağın ucuna takılmıştı.
Sayfa 447Kitabı okudu
Moğollar
Teslim olan kentler genelde yağmalanıp Moğol yöneti­mi altına alınıyor, ama halkı çoğunlukla bağışlanıyordu; direnen kentler yok ediliyordu. Halkın teslim olmayı reddettiği Tirmid'de, Cengiz Han tüm halkın kent duvarları dışına çıkartılarak öldürülmesini emretti, ordudaki her askere belli sayıda erkek, kadın ve çocuğu öldürme görevi verilmişti. Merv'de, ihtiyatlı tahminlere göre, yedi yüz bin kişi katledildi; kimi çağ­daş vakanüvisler toplam sayının bir milyonun üzerinde olduğunu bildirir. Nişapur'da dört yüz yararlı zanaatkar kurtuldu. Geri kalan herkesin ka­fası kesildi; Moğollar erkeklerin kafalarını bir tarafa, kadınlar ile çocukların kafalarını bir tarafa yığıyordu. Balh'da iki katliam gerçekleştirildi; biri kent düştüğünde, diğeri de Cengiz'in adamlarının sahte geri çekilme­sinden sonra, sağ kalanlar saklandıkları deliklerden çıktıktan sonra. 13. yüzyıl tarihçisi Cüveyni, "Bir duvarın ayakta kaldığı yerde, Moğollar bunu yıkıyor ve ikinci kez bölgeden tüm kültür belirtilerini siliyordu," der.
Sayfa 299Kitabı okudu
"Hiçbir özgür kişi, kendi denklerinin hukuken geçerli hükmü ya da ülke yasalarının gerektirdiği durumlar dışında tutuklana­maz, hapse atılamaz, mallarından ve yasal haklarından yoksun bırakılamaz, sürgüne gönderilemez ya da hiçbir biçimde zarara uğratılamaz. Biz ona saldırmayacağımız gibi, kimseyi de üzerine saldırtmayacağız."
Sayfa 289 - Magna Carta 39. maddeKitabı okudu
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.