Spoiler içerir.
Ruh Üşümesi-Adalet AĞAOĞLU
Hikaye, şık bir restoranda yalnız başına öğle yemeğini yiyen bir kadının masasına yer kalmadığı için hiç tanımadı bir adamın oturtulmasından ibaret. Yazar burda hiç tanımadığımız biri, birden yaşam alanımıza girdiğinde yaşadığımız duygu dalgalanmalarına, içsel gelgitlere, batırılmış isteklerimize, merakımıza bolca yer vermiş. Cinsellik ve erotizm de gereksizce vurgulanmış. Çok az diyalog var. Daha çok iç monolog yöntemine başvurmuş. Bilinç akışları o kadar hızlı ve geçişken ki şu an kimin düşüncelerini okuyorum, kadının mı, adamın mı dediğim çok oldu. Dil, bilinçaltı anlattığı için belki de kopuk. Hikayenin içine girebilmek kolay değil.
Güzel olan, hassas duyargalı deniz kestanelerine değindiği paragraflar ve restoranda çalan fon
müzikleriydi. Okumadıysanız çok da dert etmeyin bence.