Saf Aklın Sınırları Dahilinde Din

Immanuel Kant

Saf Aklın Sınırları Dahilinde Din Gönderileri

Saf Aklın Sınırları Dahilinde Din kitaplarını, Saf Aklın Sınırları Dahilinde Din sözleri ve alıntılarını, Saf Aklın Sınırları Dahilinde Din yazarlarını, Saf Aklın Sınırları Dahilinde Din yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Devrim konusunda bu kadar korkak olmasa ne iyi olurdu
Hakiki özgürlükten eşitlik doğar. Yine de bu özgürlükte anarşi yoktur; çünkü herkes kendine koyduğu (zorlayıcı olmayan) yasaya uysa da, aynı anda bu yasaya, akıl yoluyla kendine ifşa edilmiş bir Dünya-Hükümdarının bir isteği olarak bakmalıdır. Öyle ki bu istek görünmez araçlarla herkesi ortak bir hükümet altındaki tek - görünür kilisenin daha önceden ve yetersiz biçimde temsil ettiği ve hazırlandığı - bir devlet içinde birleştirir. Tüm bunlar dışsal bir devrimden beklenemez, çünkü böyle bir karmaşa etkisini şiddetli ve sert biçimde gösterir. Ayrıca bu etki şartlara fazlasıyla bağlıdır. Üstelik yeni bir yapılanmanın tesisi sırasında bir kez yapılacak herhangi bir hata, yüzlerce yıl boyunca pişmanlıkla devam ettirilecektir, zira artık asla, ya da en azından yeni (ve her zaman tehlikeli olan) bir devrim olmadan değiştirilemez.
Sayfa 153 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okudu
Ceninin içinde insana dönüşmeye başladığı zar, günışığına çıkacağı zaman bir kenara bırakılmalıdır. Kutsal geleneği elde tutan dizginler de, zamanında büyük hizmetler vermiş hükümlere ve itaate uzanan organlarına gitgide bağımlı hale gelir ve sonunda, insan ergenlik çağma gelince bir prangaya dönüşür.
Sayfa 152 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okudu
Reklam
İlahi bir tapınma dini, zahmetli ve çıkarcı bir inançtır ve ahlâki olmadığı için kurtarıcı olarak görülemez. Çünkü bir ahlâki inancın özgür olması ve kalbin samimi niyeti üzerine kurulması gerekir. Kilisesel inanç, kendi içlerinde ahlâki değere sahip olmayan, dolayısıyla da sadece korku ya da umudun kışkırttığı eylemler (ibadet) -kötü bir insanın da yerine getirebileceği eylemler - aracılığıyla Tanrı’yı hoşnut etmenin mümkün olduğunu savunur. Hâlbuki ahlâki inanç, ahlaken iyi bir yaratılışın elzem olduğunu önkoşul olarak varsayar.
Sayfa 145 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okudu
Tarihsel bir inanç saf dine, ama onun bir arada olduğunun bilinciyle bağlanırsa, ve kilisesel hale gelmiş bu inanç, sonunda tarihsel araçtan vazgeçebilmek adına, saf dini inanca sürekli olarak yaklaşma ilkesini benimserse, böyle nitelendirilmiş bir kilise her dönemde hakiki kilise olarak adlandırılabilir; ancak tarihsel dogmalar üzerine tartışmalardan asla kaçınılamadığı için, amacı en sonunda değişmez ve herkesi birleştiren muzaffer kilise olmak olsa da, ondan sadece saldırgan kilise diye bahsedilebilir!
Sayfa 144 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okudu
Yasaların ve yasaların ahlâksallıklarının bilgisini herhangi bir histen türetmek çok zordur. Bir histen yola çıkarak doğrudan bir ilahi nüfuzun kesin kanıtını anlama ya da keşfetme olasılığı ise daha da azdır. Zira aynı etki birden fazla nedene sahip olabilir. Ne var ki bu durumda, yasanın akıl yoluyla bilinen yalın ahlâksallığı (ve öğretisi), yasanın geçerliliğinin kanıtıdır; ve bu köken sadece mümkün bile olsa, her tür bağnazlığın kapılarını ardına kadar açmak istemiyorsak ve doğrudan ahlâki hissin her tür düşlemle ilişki yüzünden itibarını yitirmesine sebep olmayacaksak, ödev onun bu şekilde inşa edilmesini talep eder.
Sayfa 142 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okudu
Salt akıl üzerine temellenmiş hiçbir öğreti, halkın gözünde değişmez bir norm görevi görme niteliğine sahip değildir.
Sayfa 140 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okudu
Reklam
Ahlâk yasaları söz konusuysa, her bir birey Tanrı’ya ait dinin temelinde yatan iradeyi kendi aklı yoluyla bilebilir; çünkü Tanrısallık kavramı gerçekten de yalnızca bu yasaların bilincinden ve bu yasalar için nihai amaçları olarak kendilerine uygun ve dünyada mümkün tüm sonuçları sağlayabilen bir kuvvet varsayabilecek akla duyulan ihtiyaçtan doğar.
Sayfa 130 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okudu
1. Etik devlet meydana getirilecekse, tüm tekil bireyler bir kamu mevzuatına tabi tutulmalı ve onları bağlayan tüm yasalar ortak bir yasa koyucunun buyruğuymuş gibi görülebilmelidir. 2. [O halde] Devlet etik olacaksa, halka halk olarak yasa koyucu gözüyle bakılamaz. Zira böyle bir devlette tüm yasalar açıkça eylemlerin (manevi bir şey olması
Sayfa 123 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okudu
Ödev insanlardan insanlara değil, insan ırkından kendine yöneliktir. Çünkü rasyonel varlıkların türleri nesnel olarak aklın idesi içinde toplumsal bir hedefe, yani en yüce olanın toplumsal bir iyilik olarak tesisine yazgılıdır. Ancak, en yüce ahlâki iyiliğe salt tek bir bireyin kendi ahlâki mükemmelliğine yönelik çabalarıyla ulaşılamayacağından, bilakis benzer bireylerin aynı hedefe - iyi niyetli insanlardan oluşan ve içinde, salt kendi birliği sayesinde en yüce ahlâki iyiliğin ortaya çıkabileceği bir sisteme - yönelik bir birliğini gerektirdiğinden, erdem yasaları üzerine kurulu evrensel bir cumhuriyet olarak bütünlük idesi, (gücümüz dâhilinde olduğunu bildiklerimizle ilgilenen) tüm ahlâk yasalarından tamamen ayrılmış bir idedir; zira gücümüz dâhilinde olup olmadığını bilmediğimiz bir bütünlüğe yönelik çalışmayı içerir.
Sayfa 123 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okudu
Her bireyin iyi niyetine rağmen, kendilerini birleştirecek ilkeden yoksun olduklarından, ihtilaflar nedeniyle ortak iyilik hedefinden geri çekilirler ve sanki kötülüğün araçlarıymışçasına, birbirlerini yeniden kötülük ilkesinin egemenliği altına düşme tehlikesine atarlar.
Sayfa 122 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okudu
258 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.