Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çocukluk, Tehcir, İstanbul

Sandıktaki Hatıralar

Ohannes Aram Kondayan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
O zam andan beri asıl meselenin kendimizin ve tüm insanların birlikte neyi kabullendiği olduğunu öğrendim. Bu adam zalim kaderin kurbanıydı ve o yıllarda zalim ka­der, kabullenilen, kanıksanan bir şey haline gelmişti.
İki gün sonra Nuri 'y i gördüğümde yine eski haline dönmüştü. Rahat, sakin ve kendinden emindi. "Nasılsın?" diye sordum. "İyiyim " dedi "Her şey geçti, hiçbir şey ka l madı." Ve akşam üstünün geri kalan kısmında hiç sesini çıkarmadı
Reklam
"Köye vardığımda vakit erkendi" diye başladı anlat­maya. "Beni gören bir iki kadın dışarıdan geldiğimi ve Hristiyan olduğumu hemen an ladılar. Gerçi başımı siyah bir eşarpla ör tmüştüm ama peçe takmamıştım ve kıya­ fetim de onla r ı nkinden farklıydı. Ba n a ka r şı herha n gi bir düşmanca davranış göstermediler."
İzmit'in yukarısında yer alan Bardizag, son derece canlı bir köydü ve yaz aylarında İstanbul'dan ziyaretçiler bura­ nın şifalı havasını, soğuk kayna k sularını, meyve bahçele­ rini, bağlarını, taze çıtır çıtır ekmeğini, tablo gibi tepelerini ve ormanlık arazideki gizli mabetlerini görmeye, tatmaya geldiklerinde yöre daha da canlanırdı.
Ruhun donması bir kendini koruma aracı, Kendini eziyetli bir duygusal durumdan, güncel olanın ızdırabından kurtarma yöntemi olabilir ama gerçekten böylesi bir kaçış şekli de akılda trajik bir boşluğa, Issızlığa yol açıyor.
Oğlanın ailesi şehre gitmek üzere yola çıktığ ı nda son­ baharın ilk zama n larıydı, günler halen tatlı bir sıcaklığa sahipti. Bunun köydek i son yaz olacağından oğlanın he­nüz haberi yoktu. Kısa süre sonra 1. Dünya Savaşı pat­lak verecek, köy halkı, kendi halkı, doğdukları topraklan, evlerini terk etmek zor u nda kalacaktı...
Reklam
Suriye çöllerine doğru çıktıkları uzun yoldan dönmeyi başaran birkaç yüz şanslı Ermeni aileden biri olarak, Konya'da konaklayan tehcir edilmişlerdendik. Bu arada bir milyon ya da daha fazla Ermeni yok olmuştu. Savaşın sürdüğü ve Konya'da kaldıkları 1915-18 arasındaki o üç yılda Ermenilerin yerel müslüman halk tarafından kötü muameleye maruz kaldığına dair tek bir vaka hatırlamadığımı söylemeliyim. Burada Ermenilere hor gözle bakılmadı ya da inançları dolayısıyla bu zulmü hak ettikleri düşünülmedi. Konya, Mevlevi tarikatının merkeziydi ve bu tarikatın üyeleri de açık görüşlü, hoş görülü ve hatta dost canlısı insanlardı.
Sayfa 74 - Bogazici universitesi yayineviKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.