Sardalye Sokağı
John Steinbeck
Yorumlar ve İncelemeler
Öncelikle söylemek isterim 
John Steinbeck benim okumaktan en keyif aldığım, okuduktan sonra da üzerine uzun uzun düşündüğüm bir yazardır.
Lakin bu sefer öyle olmadı. Benim için 
İnci ne kadar çarpıcı, yaralayıcı ve düşündürücü bir eserse, 
Sardalya Sokağı bir o kadar basit ve sığ bir anlatıma sahipti.
Kitabın kötü olduğunu asla söylemiyorum. Aksine zevkle okudum ve okuduğuma pişman değilim. Çok akıcı, insana neşe veren, huzur veren bir anlatımı ve kurgusu vardı. Sardalye sokağıyla iyi ki tanışmış, iyi ki güzel betimlemelerle orayı görmüşüm. İmkansızlıklardan imkan yaratıp mutlu olmayı, hayattan zevk almayı başarabilen o insanları iyi ki tanımışım.
Sevmediğim tek husus şu ki; kitabı bitirip kenara koydum. Bu kadar.
Dinlenmek , ara vermek, nefes almak istiyorsanız biçilmiş kaftan. Küçük bir sokakta 10 12 isim arasında geçen çok sevimli, iyilik ve neşe dolu, bol bol pozitif diyaloglu olan bir eser.
***Bu baskıyı kesinlikle önermem çok fazla yazım hatası mevcut. Sel yayınlarını tercih ediniz***
John Steinbeck’in üçleme olarak yazdığı kitaplarından ikincisi. İlk kitapla diğer iki kitap arasında bağlantı olmasa da 
Sardalye Sokağı ve 
Tatlı Perşembe birbirleriyle bağlantılı.
Monterey’in Sardalye Sokağı, adını buradaki konserve fabrikalarından alır. Bu kitabında 1930'lar Amerikasından bir kesit sunan Steinbeck; sanatçıların, bilim insanlarının, serserilerin ve fahişelerin bir arada yaşadığı bir dünyayı bize açar. Çalışmaya, düzenli hayata direnen aylak takımı ve araştırmaların peşinde koşan bir bilim insanı etrafında gelişen hikayede yardımlaşmayı, dayanışmayı, dostluğu, başkaldırmayı yine çok keyifli bir şekilde bizlere sunmuştur.