İnsanoğlu yaşadıkça hep aynı acıları,aşkları,hüzünleri,kırgınlıkları yaşayıp; hep farklı hakikatleri,düşünceleri,değerleri,inançları savunacak ve bunlar yüzünden hep birileri tarafından düşman ilan edilecek. İçimde bir yere dokunan bu kitap beni uzun bir süre düşündürecek;kendimi,diğer insanları,hayatı,düşüncelerimi,sevdiklerimi,bazen tek bir kişiyi sorgulatacak bana. Sorgulamaktan ve düşünmekten,hakikati savunmaktan başka çaremiz yok.
Yılmaz Odabaşı'nın bir devrimcinin hayatını,aşkını,sürgününü,hapsini,dostluğunu anlattığı bu kitapta çok sevilen bir şiirine de yer vermiş. Kahramanın adı yok çünkü o kahraman aslında biziz. Biz de hayatımızda zaman zaman devrimler yapıyoruz,zaman zaman sahte hayatlar,sahte aşklar yaşıyoruz,ağlıyoruz,düşünüyoruz,yazıyoruz,isyan ediyoruz,yanlışlara ve sisteme isyan ediyoruz,bütün bu karmaşanın,sistemin içinde aşık oluyoruz ve yine paramparça bir halde evimize dönüp uzanıp ağlıyoruz belki de saatlerce. Evet bu kahramanın bir adı yok çünkü ona adını biz veriyoruz. Zeynep diyoruz,Ali diyoruz,Boran diyoruz;diyoruz da diyoruz.
Biz demeye devam edelim,yazmaya devam edelim elbet birileri dinler birileri okur.
Siz de bu kitabı okursunuz umarım.
