Ah şu toplum ve insan tabuları. Toplumun dışında olmak toplumun içinde olmaktan iyidir. İnsan ilişkilerinden, sorunlu bir birey de çıkar toplumu oluşturur, ahlâklı, vicdanlı toplumda oluşturur ki o günlerde de şu günlerde de, insan yalnız kalmanın ne kadar manalı olduğunu anlıyor. Toplumdan bireye sert bir düşüş yaratıyor bende...
“Gözleri şatoda, yürüdü. Başka bir şeye aldırdığı yoktu. Ama yakınına geldikçe şato kendisini düş kırıklığına uğrattı; çünkü pek yoksul küçük bir kentten başka bir yer değildi burası; köy evleri bir araya gelmiş ve böyle bir kent doğup çıkmıştı. Kentin tek üstünlüğü, belki tüm binaların taştan olmasıydı; ama üzerlerindeki sıva çoktan dökülmüş ve taşlar, görüldüğü gibi, ufalanmaya başlamıştı. Bir an aklı kendi doğup büyüdüğü kente gider gibi oldu K.’nın; bu sözüm ona şatodan pek aşağı kalır yanı yoktu. Başka bir şey için değil de yalnız burasını görmek için geleydi, o uzun yolculuğa yazık etmiş, hanidir ayak atmadığı eski baba ocağını gidip dolaşmakla daha akıllıca bir iş yapmış sayılırdı.”