Sanırım 9-10 yaşlarında iken başladım ansiklopedi okumaya. Birinci sınıfta okumayı yazmayı öğrenmemin ardından, merak ve her zaman daha fazlasını öğrenme dürtüsü cocuk hikaye kitapları ile giderilmemişti bende zannımca.
İşte o zamanın birinde gazete kuponu ile verilen bir ansiklopedinin sayfaları arasında rastladım ilk o kelimeye. -Kriminaloji-. Hayranlıkla okudum satırları ve polisiye-dedektif merakım bu şekilde başladı.
Zekâ; tam kelime anlamı nedir sizce?
• TDK ya göre: "İnsanın düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçekleri algılama, kavrama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tümü."
diye yazan bir açıklama görüyorsunuz.
Lâkin manevi ve ruhsal açıdan baktığımız zaman bazı inanışlara göre bir lütuf iken bazı inanışlara göre bir şeytani belirti olarak düşünülüyor.
İşte bu kitapta zekânın ve insan beyninin kusursuz kullanımının her ayrıntısını hissediyor, zekânın mucizelerine tanık oluyor, okurken çevrenize ve olaylara bakış açınızın değiştiğini hissediyorsunuz.
Her insanda beyin vardır, lakin Sherlock Holmes ta farklıdır.
Dr. Watson ile meceralarına hem gülerken hem de bolça düşünüyorsunuz. Çözecek bir problem bulamadığında zihninin onu rahatsız ettiği için k*kain ve m*rfin içmesi, bir saç telinden kişinin ayakkabı numarası tahmin etmesi, oluşturduğu külden sigara markasını bilmesi ve daha binlercesi. Tümdengelim yönteminin ustası ve akıl-mantık dehâsı. "Kanunun diğer tarafında yer alsaydım en başarılı suçlu olurum" diyen bir insandır kendisi.
Ve bu da onun hikayesi.
"Filizlendikten sonra bir fikri asla öldüremezsin."
