Siyasi ve Edebi Portreler sözleri ve alıntılarını, Siyasi ve Edebi Portreler kitap alıntılarını, Siyasi ve Edebi Portreler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
..seneler geçtikçe halkın nazarında şâir demek toy, küstah, bâlâpervâz, sünepe, ciddiyetsiz, tufeylî ve bilhassa akılsız ve mektep kaçkını bir mahlûk olarak tecellî ediverdi. Eski zarîfler, şuarâ dedikleri vakit, rindâne yaşar insanları derûnî bir tezyîfle karşıladıkları vakit bile zâhiren hürmet ederlerdi; çünkü bu sınıfın resmîleşmiş bir itibarı vardı; onu ihmâl edemezlerdi. Lâkin zamanımızda şâirler diye bir gençler mevkibi göründüğü vakit istihkarın en pes perdesinden bir mana hâsıl oluyor.
Fikret, kendi zamanında çalkanan Fransız şiir cereyanlarının en derin ve yüksek taraflarını, yani Baudelaire’den “Symboliste”lere kadar uzanan mühim tarafını hiç anlamazdı. Anladığı Sully Prudhomme, Coppée ve emsali şâirlerin şiirini ise şöyle böyle bir vukufla edinmişti. Doğrusu budur ki Fikret’in Fransızcası alelâde idi. Bizim eski şiirimize vukufu ise -eğer Muallim Nâci’yi bir mikyas alırsak- dîvanları bir taraftan devretmiş diğer taraftan da her mısrâı sökecek bir derecede değildi.
Cetlerimiz iyi yazan bir kimseye “kaleminden kan damlıyor!” derler ve geçerlerdi;
biz hemen hemen aynı görüşle “Allah için fevkalade üslubu var!” diyoruz. (ne yavan..)
Bir şâirin bütün eserini okumamak, şiirini bütün bir ömür boyunca beş on mısrâından bilmek, bu kadar bilmekle kanaat etmek, bir defa edinilmiş bir fikri sonuna kadar gütmek; işte bu hâl, tam mânâsıyla Şarklılıktır.