Emin, Ethem ve Ekrem… Üç kardeş. Anneleri Mürüvvet, babaları Kâzım. Emin’ in eşi Hülya, Ethem’ in eşi Nurten, Ekrem’ in eşi Sevgi. Kitap bir sır üzerine örülmüş ve yazarın diğer kitaplarından farklı olarak her bir söz alırcasına olayları anlatıyor. Mürüvvet ve Kâzım evlenir, ilk çocukları Emin doğar. Kâzım yetim ve öksüz. Bu sebepten iç güveysi olarak girdiği evden çalışmak için asker arkadaşının yanında lokantada çalışır. Gel zaman git zaman asker arkadaşının ablasıyla birlikte olur ve kız hamile kalır. Bu ilişkiden doğan bebeği de Ethem’ DİE. Kâzım’ ın süt annesi, aynı zamanda da amcasının eşi olan kadın bebeği alıp Mürüvvet’ e verir. Der ki bakacaksın. Üstelik o sırada Ekrem’ e hamile. Kabul ederler ve köyden de göçerler. Sonra herkes kendi içine çekilir. Kadın ne Ethem’ i ne de Ekrem’ i sevebilmiştir. Varsa yoksa Emin. Emin, öğretmen olmuş, annesi de onu kendi köyünden Hülya ile evlendirir. Hülya’ nın da Emin’ in de sevdiği başka insanlar vardır oysa. Aynı şeyi Ethem de yaşar. Onu da gittiği hocanın tepeni Nurten’ le evlendirir. Ekrem ise aynı sonu yaşamamak için Sevgi’ yi kaçırıp o da iç güveysi olur. Üç çocuğun da kendi içimde surları vardır. Emin, eski sevdiği Çiğdem’ le mektuplaşır; Ekrem’ in eşi evlatlıktır ama kendisi dahi bilmez. Üstelik eşiyle birlikte olamayınca onu aldatır. Sevgi de buna ses çıkarmaz. Nurten’ in bir ayağı aksar, babası döverek onu o hale getirmiştir. Hayat, sırlarla dolu. Ne zaman yalanlardan kurtulursak o zaman rahatlıyoruz. Bir akşam yemekte her şeyi anlatan babaları da intihar eder.