Statü Endişesi

Alain de Botton

En Eski Statü Endişesi Gönderileri

En Eski Statü Endişesi kitaplarını, en eski Statü Endişesi sözleri ve alıntılarını, en eski Statü Endişesi yazarlarını, en eski Statü Endişesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Onurunu kurtarmak için şiddete başvuranları onaylamıyor olabiliriz; ancak bunu yapan kişilerin kafa yapısına biçim ve­ren temel özellik hepimizde mevcuttur: başkalarının düşün­celerini fazlasıyla önemseme ve kırılganlık. Kendimize olan güvenimiz, tıpkı öfkeli düellocuda olduğu gibi, başkalarının bize verdiği değere göre şekillenir. Düello, tarihsel olarak bi­raz uca çekilmiş bir örnektir; ama evrensel bir duygunun, sta­tüyle ilgili konularda gösterilen alınganlık ve kırılganlığın göstergesidir. Düelloların pek azı hakikaten ciddi nedenlere dayanıyor, büyük çoğunluğu hiç yoktan nedenlerden patlak veriyordu. 1678' de Paris'te bir adam, yaşadığı eve "zevksiz" dedi diye bir başka adamı öldürdü. 1702 yılında Floransa' da bir edebi­yat adamı "sen Dante' den anlamıyorsun" dedi diye kuzeni­nin yaşamına son verdi. Fransa' da Kral naibi Philippe d'Orle­ans'ın döneminde iki asker Tuileries Rıhtımı'nda bir Ankara kedisini paylaşamadıkları için birbirlerine girdiler.
Doğa bana “Fakir olma” demedi, “Zengin ol” da demedi; ama “Özgür ol” diye yalvarıyor. (Chamfort, Maxims, 1795
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
Beni zengin yapan, toplumda edindiğim yer değil, kendi yargılarımdır, kendi yanımda taşıdıklarımdır... Yalnızca bunlar tam anlamıyla bana aittir ve elimden alınamazlar. ( Epiktetos, Discourses , MS 100)
Sayfa 135Kitabı okudu
Tragedya sanatı MÖ 6. yüzyılda, Antik Yunan tiyatrolarında ortaya çıkmıştır. Tragedyalarda bir kahramanın başına gelenler anlatılır; çoğunlukla soylu bir kişinin bir kralın ya da ünlü bir savaşçının varlıkla ve mutlulukla başlayan yaşamı, kendisinin yaptığı bir hata sonucu yıkımıyla sonuçlanır. Öykünün anlatılış biçimi, seyirciyi, başına gelenlerden ötürü kahramanı yargılamak konusunda tereddütte bırakır.
Sayfa 176Kitabı okudu
Aristoteles’e göre, başkalarının fiyaskolarına sempatiyle bakmamızın arka planında, benzer şartlarda bizim de benzer bir felaket yaşayabileceğimiz hissi vardır; yine aynı şekilde, etrafımızdakilerin yaşadığı acı olayların bizim de başımıza girebilmesi olasılığı azaldıkça, bizdeki acıma hissi de azalır.
Sayfa 178Kitabı okudu
Flaubert'e göre sanat, kayıtsız ahlakçılığın karşı teziydi. İnsani itkilerin ve davranışların derinlemesine incelenebilmesi için bir fırsattı, toplumda azizler ve azizeler seçip ödüllendiren ahlakçı yaklaşımların alaya alınabilmesi için bizlere bir alan sunuyordu.
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.