Bilinen Dünya Tarihinin ilk Büyük Doğu-Bati Savaşıdır Troia'nin yok edilmesi. Öyle ki Anadolu'daki birçok devlet Troya kentine asker yollamıştır, kendi aralarındaki rekabeti bir yana bırakıp, Anadolu savunması için ortak bir amaçta birleşmişlerdir. Eser harika idi bir solukta bitti, Savaşın dramatik yanını ele almış Troya'nin efendileri olan kahramanlarının eşlerinin içine düşmüş olduğu o dehşetli, acı ve keder dolu durumu müthiş bir şekilde ele almış. Okuduğunuz her an o sahneleri görebiliyorsunuz ve yüreğinizde bir acı duyuyorsunuz. Yunan zalimi dünde öyle idi bugünde böyle. Zalimlikleri savaş bitip, şehri yakıp yıktılarında bile devam etmiştir. Hector'un küçük oğlunu surlardan atmış, Hebuca'nin güzeller güzeli torununu Achilles'e gelin olsun diye onun mezarında katletmişlerdir. Yunan dün de İstiklal Harbi esnasında Sakarya Nehrine kadar olan Coğrafya da savunmasız Türk Milletini katletmedi mı? Şehirleri yakıp yıkmadı mı? Ben bu kancıkların değişeceğine inanmıyorum binlerce yıl önce ne iseler bugünde aynılar. Fırsat ellerine geçtiği an içlerinde yatan Anadolu düşmanlığı her zaman su yüzüne çıkacaktır. Kıbrıs'da katılmaları Eoka eli ile yapmadılar mı? Bu pisliğinde boncuk arayan Yunanlılar, Anadolu eksenli her daim doğuya karşı büyük bir kinle bakmış ver her zaman kendisini üstün görmüştür. Oysa Antik Yunan Çağındaki büyük bilimsel atılımlar Mısır ve Ege uygarlıkları neticesinde oraya taşınan eserler sayesinde olmuştu. Okuyacağınız harika eserlerden biri şimdiden herkese iyi okumalar dilerim ve şunu da eklerim bu kitabı okuduktan sonra Troya filmini izlemeyi de ihmal etmeyin.
Seneca'nın hayatı, felsefesi ve eserlerine değindikten sonra tragedyanın esin kaynakları ve mitoloji ile olan bağlantılarına geçeceğim. Son olarak Seneca'nın anlattığı hikâyeyi karakterler üzerinden ele alarak değerlendirmeye
