Gerçek sahipsiz, ilim koruyucusuz kalmıştı. Gelenbevi İsmail Efendi, cehaletin karşısında ilmin düştüğü duruma acıdı ve bunu hazmedemedi. Kendisi de ilmin şehidi, cehaletin kurbanı oldu.
Gelenbevi, toplumun değerlendirilmesi ne olursa olsun, ihtişama değil, insanca yaşanan alayişsiz bir hayata, dış görünüşe, süse değil manevi bir varlığa, sadece ilim ve fazilete aşıktı.
Fatih Sultan alimlerle birlikte seyahat etmeyi sevdiği için Uzun Hasan’la yaptığı otlukbeli seferi’ne Ali Kuşçi’yi de götürmüştür.
İstanbul’un fethinden sonra pozitif bilimlere yöneliş, bu değerli Türk bilginin İstanbul’a gelmesiyle başlar.