Sabahattin Ali'den Yusuf Atılgan'a

Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2

Berna Moran

En Eski Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 sözleri ve alıntılarını, en eski Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Geleneksel romandan beklediklerimizi Anayurt Oteli'nde bulamayacağımız yeterince açık. Ne karakter çizmede, ne olay örgüsü kurmada ne de kullandığı anlatıcı konusunda geleneksel roman konvansiyonlarına uymuş yazar. (Yusuf) Atılgan Aylak Adam'ı bir roman olarak, Anayurt Oteli'ni ise bir tür antiroman olarak yazmış diyebiliriz.
Sayfa 294 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Anadolu romanında göze çarpan ilk özellik eylem (aksiyon) öğesinin egemen olması. Ezen/ezilen çatışması üzerine kurulmuş bu romanlarda, eylemin, karakter ve düşün öğelerinden daha önemli rol oynaması doğaldır. Üstelik bu bağlamda "ezmek" fiili yönetici ve zengin sınıfın genel anlamda halkı sömürmesi dışında, kaba kuvvete dayanarak yapılan hareketleri, yani şiddeti (dayak, işkence, adam öldürme) içerir. Buna karşılık başkaldırının da silahlı başkaldırı olması zorunludur, çünkü ezilenin hakkını araması için başvurabileceği yasal yollar tıkalıdır. Bunun bir sonucu, anlatıda, hareketli bir olay örgüsüne ağırlık tanınması olmuştur.
Sayfa 315 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Anadolu romanlarının birçoğunda baştaki durum kıtlık, sondaki durum onun tersi bolluktur. Kıtlıktan bolluğa geçişi orta kısımdaki eylem sağlar. Gerçi kıtlıktan bolluğa geçiş tüm Anadolu romanlarının ortak özelliği değildir, ama birçok romanda yer alması, dönemdeki sorunsalın belirleyiciliğini gösterir.
Sayfa 316 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Anadolu romanında mekanın anlamı doğal olarak başkadır. Köy, kasaba ve yabanıl doğa, ezen/ezilen çatışması açısından bazı özellikler ifade eden coğrafya bölgeleridir. Bilindiği gibi dünya edebiyatında köy ve kent karşıtlığının tarihi çok eskilere gider. Köy, masumiyet, erdem, yapmacıksız saf insanlar ·ıe mutlu doğal yaşam demekir. Kent ise para hırsı, ikiyüzlülük, yapaylık, ahlaksızlık demektir. Anadolu romanında durum değişiktir. Köy idealize edilmiş pastoral bir tabloyu akla getirmez, çünkü gerçekçi bir yaklaşımla canlandırılmıştır. Yoksulluğun, cehaletin, ilkel yaşam koşullarının hüküm sürdüğü, insanların sömürüldüğü bir yerleşim alanıdır. Kasaba da değişik bir anlam taşır, çünkü egemen sınıfın o bölgedeki güç merkezidir. Bundan ötürü, köylü açısından kasaba, karakol, dayak, işkence, hapishane demektir. Taşbaş, Memidik, Hatçe, Koca Halil, Kürt Ahmet, Kambur Tellal ve daha birçokları karakola ya da hapishaneye düşer, dayak yer, işkence görürler. Buna bağlı olarak, ezen/ezilen karşıtlığı kimi romanlarda şehirli/köylü karşıtlığı şeklinde belirir.
Sayfa 321 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Bölüm: Aylak Adam'dan Anayurt Oteli'ne
''İlle gerekli miydi başkaları ?" diye düşünür Zebercet, çünkü onun cehennemi " başkaları"dır, Aylak Adam C. başkalarını hor gördüğü için, Zebercet ise başkaları tarafından hor görüldüğü için kaçar onlardan.''
Sayfa 298Kitabı okudu
295 öğeden 321 ile 295 arasındakiler gösteriliyor.