Sabahattin Ali'den Yusuf Atılgan'a

Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2

Berna Moran

En Yeni Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 sözleri ve alıntılarını, en yeni Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tutunamayanlar 19. yüzyıl gerçekçiliğine sırtını dönmüş, bir ayağı modernistlerde bir ayağı postmodern bir roman. Böyle olmasının başlıca nedeni de sanırım, Atay'ın James Joyce gibi modernist bir yazarla, Nabokov gibi postmodernist bir yazardan çok etkilenmiş olması.
Sayfa 266 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
(...) Atay, Türk romanının geleneksel çizgisinden çıkarak başka tür bir romanı deneyen ilk Türk yazarı olmuştur. Başka tür derken modernist ve postmodernist romanı kastediyorum (...)
Sayfa 263 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Atay'ın Tutunamayanları; burjuva düzeninin kurallarına, değer yargılarına, beğenisine, yaşam biçimine ayak uyduramayan, topluma yabancılaşmış yalnız insanlardır. Yazar küçük burjuva aydınlarını silkelemek için onların kültür değerleriyle, ideolojik tutumlarıyla, yaşamda bağlandıkları konvansiyonlarla alay eder, ama bununla yetinmez. Çünkü saldırı hedefi olan zihniyet sanat anlayışını da içerir ve bundan ötürü Atay saldırısını, tutunanların anlamayacağı, reddedeceği türden bir romanla yapar. Böylece onların roman konvansiyonlarını da yıkmaya çalışır. Eğer yalnız birincisini yapsa ve klasik gerçekçi romanla işini görseydi, meydan okuyuşu böylesine köktenci olmaz ve sanat anlayışı bakımından bir uzlaşmaya girmiş sayılacağından, isyanı gücünden çok şey yitirirdi.
Sayfa 262 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
... Anadolu romancıları haksız düzene başkaldmrlarken, (Oğuz) Atay ve (Yusuf) Atılgan bireyin sorunlarına eğilmişler ve burjuva zihniyeti karşısında bireyin isyanını dile getirmişlerdir.
Sayfa 261 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
... Devlet Ana'da kişiler siyah beyaz olarak çizilmişlerdir ya hepten kötüdürler ya hepten iyi. Ne ki, bu tür karakterler geleneksel halk edebiyatına ya da romanslara özgüdürler. Gerçek yaşamda insanlar biraz iyi biraz kötü, erdemlerinin yanı sıra kusurları da olan yaratıklardır. Sözü geçen anlatı türlerinde ahlaksal sorunun basite indirgenmiş olması, okur için bir rahatlık sağlar. Okur, kişileri yargılamakta, haklıyı haksızı ayırmakta zorlanmaz. Yine bu anlatı türlerinde olsun, Devlet Ana'da olsun iyiler kazanır, ödüllendirilirler, kötüler kaybeder cezalandırılırlar. Idealize edilmiş bir dünyadır bu; yapıtlarda sergilenen ve hakkın yerini bulduğu bu kurmaca dünyanın çekici bir yanı vardır. Ne ki, inandırıcı değildir.
Sayfa 233 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Kemal Tahir ve Devlet Ana
Devlet Ana yine tarihsel bir roman olmakla birlikte yazarın diğer tarihsel romanlarından ayrılır, ama çok daha eski bir çağı konu edindiği için değil, tür bakımından ötekilerden farklı olduğu için. Yakın geçmişe ait dönemlerin seçildiği, özellikle Kurt Kanunu, Yorgun Savaşçı ve Yol Ayrımı'nda yazarın kaygısı tarihsel doğruluktur ve bundan ötürü tarihsel olaylara ve belgelere öylesine abanır ki yer yer sanatsal sorunların ikinci plana atıldığı bir belgesel gerçekçiliğe yönelir. Devlet Ana'da ise başkadır Kemal Tahir'in amacı. Kendinin de söylediği gibi, Türkiye'de çökmüş bir imparatorluğun yarattığı aşağılık duygusunu silmek ve Osmanlı insan tipini, onun erdemlerini, devlet kurma yeteneğini belirtmek ister. Yani tarihsel doğruluktan çok ideale yönelir ve bundan ötürü romans özellikleri ağır basan bir anlatı yazar. Göreceğimiz gibi kurgulamada ve kişilerin çizilişinde bu idealleştirme kaygısı apaçık ortadadır.
Sayfa 211 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Reklam
295 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.