Vera Wong.Her sabah 4:30’da kalkar, sabah yürüyüşünü yapar ve çay evinin kapılarını açar.Her ne kadar sadece bir tane daimi müşterisi olsa da çay evi onun için çok önemlidir çünkü çeşitli bitkileri, çiçekleri vb. karıştırarak tatları harika olan çaylar yapmayı çok sever.Yaptığı yemekler de bir o kadar lezzetlidir.Bir gün yine sabah uyanıp dükkanını açmak için aşağı indiğinde yerde ölü bir adam görür yani Marshall Chen’i.
Polisler gelir ve cesedi incelerler ancak cinayet olmadığını söylerler.Vera ise cinayet olduğundan yüzde yüz emindir ve bu işin peşini bırakmamaya kararlıdır.Bir ölüm ilanı düzenler çünkü herkes bilir ki katil mutlaka suç mahalline geri dönecektir.Olaydan sonraki gün, kimsenin tenezzül edip de bir türlü kapısından girmediği çay evine üst üste ziyaretçiler gelmeye başlar.Önce Riki, sonra Sana, sonra Julia ile küçük kızı Emma ve daha sonra da Oliver.Hangisi Marshall Chen’in katilidir?Marshall ile ne gibi bir alakaları vardır?Vera kollarını sıvar ve araştırmalarına başlar.
O kadar güzel ve sıcacık duygular yaşatan bir kitaptı ki beni yumuşacık yaptı resmen.Katili öğrendiğimde ufak çaplı bir şok yaşadım çünkü hiç aklımdan bile geçirmediğim biri çıktı.Bu beşlinin bir araya gelmesine sebep olan şey bir cinayet olsa da, gerçek dostluklardan oluşan bir aile meydana geldi.Gerçekten harikaydı, iyi ki okumuşum.
