Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eve Dönen Adam

Yahya Kemal

Beşir Ayvazoğlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Açık Deniz Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum; Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum. Kalbimde vardı "Byron"u bedbaht eden melâl Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl... Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını, Duydum, akıncı cedlerimin ihtirâsını, Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu... Bağrımda bir akis gibi kalmış
Abdülhak Şinasi Hisar da Yahya Kemal'in ömrünün sonuncu günü Bâkî'nin hatırasıyla ve öldüğünde kaç yaşında olduğuyla çok ilgilendiğini söylüyor. Son anlarında Bâkî'nin gazeline yazdığı taştiri okumaya çalışan şair, yine Hisar'a göre, "Allâh'adır tevekkülümüz, i'timâdımız" mısrasını okuduktan sonra daldığı derin uykudan bir daha uyanamamıştı.
Reklam
O günlerde Atatürk yine bir meclis topladı. Mecliste Atatürk'ün çok yakınında yer verilen şaire, büyük kumandan, şiirlerinden birini okuması ricasında bulundu. Bunun sebebini hemen sezen Yahya Kemal, o mecliste Ses gibi, Açık Deniz gibi yeni şiirleriyle birkaç gazelini okudu. Şiirleri büyük zevkle dinleyen Atatürk, meclistekilere: -Beyler! İşte hakiki ve güzel Türkçe budur, dedi ve aynı büyüklükle devam etti: -Yahya Kemal Bey! Hatırlıyor musunuz? Sizi dil çalışmalarına davet ettiğim zaman, bana 'Benim dilde ilmim değil, sadece vehmim vardır, müsaade edin, bu vehimle baş başa kalayım.'demiştiniz. Şimdi hep birlikte anlıyoruz ki dil davasında siz haklı çıktınız. Yahya Kemal, derhal o kendine mahsus ve büyük vücudundan beklenmeyecek bir incelikle doğruldu, eğildi, ceketini düğmeledi ve: -Paşam, dedi. Size karşı haklı çıkmak çok tehlikeli değil mi? Mustafa Kemal Paşa, bu sözdeki nükteyi ve bu sözdeki ince vehmi, tabii çok iyi anlamıştı: -Hayır, asla! diye çok samimi konuştu. Çünkü bu aynı zamanda bizim millete ve tarihe karşı haklı çıkmamız demektir, sizin o zamanki vehminiz, bizi bugün mesut ediyor. Sonra yanındakilere döndü: -Görüyorsunuz ya beyler, dedi. Yahya Kemal Bey'in vehmi sizin ilminizi mağlûp etti!..
Fransızca öğrendikten ve Mallarme, Verlaine, Moreas ve şair sembolistlerin şiirine âşina olduktan sonra bu Plume mağazası gözümde o kadar büyüdü ki Paris'te geçirdiğim dokuz senelik hayatımda her gün birkaç defa önünden geçtikçe bir huşû hissediyordum. Çünkü onun kapısından kaç defa tapındığım büyük şairler geçmişler, oraya benim gözümde ebedî olan manzumelerini getirmişler, orada birleşmişler ve görüşmüşlerdi.
Behçet Kemal" Eğer canlı olsalardı da İstanbul'un yedi tepesi bugün konuşsalardı. Hisar en vefalı en konuşkan âşıkını kaybetti. Yeryüzüne elbette Yahya Kemal'den de büyük şairler gelmiştir. Ama hiçbiri İstanbul'u onun kadar nefes nefes, karış karış anlatamamıştır." dedikten sonra "Büyük Fâtih İstanbul'u fethetmek için nasıl Rumeli Hisarı'ndan kalkıp gelmişse unutulmaz şiirleriyle İstanbulluları fetheden Yahya Kemal'in de son yolculuğuna Fatih'ten kalkıp Rumeli Hisari'nda geçmekteki mânâlı"tesadüfe işaret etti.
"Yirmi seneye yakın bir zaman oluyor ki Ahmet Hamdi Yahya Kemal'e âşıktır ve bu aşkında sadıktır" (Hasan Âli Yücel) gibi eleştirileri sineye çekerek, bir kader gibi, Yahya Kemal'le meşgul olan Tanpınar, romanlarında bile ona olan borcunu ödemeye çalışmıştır. Sahnenin Dışındakiler ve Huzur adlı romanlarındaki İhsan'ı birçok bakımdan Yahya Kemal'e benzeyen bir karakter olarak çizer. Yahya Kemal adlı monografisi ise yarım kalmış ve işlenmemiş olmasına rağmen Yahya Kemal'in derinliğine anlaşılması bakımından son derece önemli, bizde benzerine rastlanmayan tema araştırmasıdır. Hocası hakkında çok sayıda makale yazdığı gibi hemen her yazısında ona atıfta bulunan Tanpınar, özel sohbetlerinde ve dostlarında yazdığı mektuplarda biraz daha rahat konuşur. Cahit Tanyol, bir gün Narmanlı Yurdu'nda ziyaretine gittiği Tanpınar'ın o sırada üzerinde çalıştığı yazıyı kendisine okuyup"Yahya Kemal bu yazıyı okursa ne der? "diye sorduğunu, "O, kendisi hakkında çıkan yazılar dışında pek yazı okumaz!" cevabını alınca rahatladığını ve "Canım, İsmet Paşa'nın hürriyetimizi elimizden aldığı yetmiyormuş gibi bir de başımızda Yahya Kemal istibdadı var!" dediğini söylüyor.
Reklam
Derler: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük Budur âlemde hududsuz ve derin öksüzlük
Sayfa 117
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.