Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bu Diyar Baştanbaşa 2

Yanan Ormanlarda Elli Gün

Yaşar Kemal

Yanan Ormanlarda Elli Gün Gönderileri

Yanan Ormanlarda Elli Gün kitaplarını, Yanan Ormanlarda Elli Gün sözleri ve alıntılarını, Yanan Ormanlarda Elli Gün yazarlarını, Yanan Ormanlarda Elli Gün yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Gazeteci çocuklarımın halini gördü.Evde ekmek,yemek,yatak olmadığını söyledim.Bizim halimizi görecek,sonra gidecek hükümet babamıza ferman verecek.Durumuzu anlatacak.Kirli eski bir yatak getirdiler Halimiz bu.Yokluğun canı çıksın. Fermanı öyle acı yaz ki mağaralardan çıkarsınlar bizi.Eskiden bu mağaralarda doksan kişi yaşardı.Yirmi beş kişi kaldı.Hepsi öldü.Bazıları başka köye taşındı. Bizim gibi sefiller kaldı mağarada.Burada çok hazine arazileri var ağaların ellerindeonları bize verseler bu mağaralardan çıkarız.Bu mağaraları Allah düşmanı mı düşürmesin.Mağarada çıkan hastalıklar hiçbir köyde çıkmaz.Burada hastalık kötüdür.Üç günde katılaşırsın.Bu köyde kimse ne doktor bilir ne ilaç..Kimse görmemiştir.Ben askerde gördüm. Geçenlerde hastaya doktoru götürelim dedim.Dinlemediler.Sonra öldü.Kışın mağaralar soğuktur.Mağaranın içinde dolanan dışarı çıkmayan su vardır.
Sayfa 60 - YkyKitabı okuyor
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Abdülhalim gazeteciye kulübesini götürdü.Karısına Kürtçe bağırıyor,öteki mahalle sakinleri gülüyorlardı.Karı karı,sana bir misafir getirdim.İyi ağırlayacaksın.Yağsız bulgur çok hoşuna gider.Ot minderde bu gece yatsın da görsün gününü. Pireleri de koynuna verelim.Bir rahat eder ki…Aziz misafirimiz İstanbuldan. gelmiş.Görsüm mağaralarda nasıl ağırlanır.Bir de türkü meraklısı imiş. Sivrisinekler bu gece ona bir türkü söyler ki anasından doğduğuna pişman olur.Bir daha mağaralara ayak basmaz.Dediklerimi anlarsa kalbi kırılır.
Sayfa 58 - YkyKitabı okuyor
Reklam
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Köylüler;topraksızlıktan,mağaraların işinden,sefaletlerinden dert yanıp dökülüyorlardı.
Sayfa 57 - YkyKitabı okuyor
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Oturduğumuz yere öteki mağara sahibinde geldiler.Cılız,kupkuru,yırtık elbiseli insanlar,başlarında yırtık mendillerden sarıklar.Mendiller kir içinde…Kadınlar uzun fistanlar giymişler.Fistanlar öyle uzun ki yeri. süpürüyor.Başlarında alacalı bulma. calı örtüler.Bu mağara sakinleri kadınlar, şehirlerde gördüğümüz kadınlar gibi umacı kılığına girmemiş. ler.Ne erkekten kaçıyorlar,ne bir şey. Yüzlerini örtmüyorlar. Öyle bizim bildiğimiz kadınlar gibi serbestler. Erkeklerle oturup konuşuyorlar da
Sayfa 57 - YkyKitabı okuyor
Yanan Ormanlardan Elli Gün
Abdülhalime ben bugün sizde kalacağım.Yiyecek varda yatak yok. Sana otlardan yatak yaparım.üstüne. örtünecek bir şeyimiz yok.Hüsameddin Ağadan bir çarşaf buluruz.Kusura kalma.Benim Kürtçe bildiğimi bilmiyorlar.
Sayfa 56 - YkyKitabı okuyor
Yanan Ormanlarada Elli Gün
Gazetecinin karşısına dikilen adam;Ben on çıplak çocuk babası,ömründe iç gömleği giyme. miş,iki karanlık mağaranın sahibi,bir. avuç,bile toprağı olmayan,ağanın yarı cısı,dört yüz liranın borçlusu,hastası Abdülhalim.Put gibi çocuklarıyla kar şımda durup kaldı.Zayıf,ağzı yüzü kirden belirsiz olmuş çocukların üstü ne sinekler konuyor.Abdülhalimi yanıma oturttum. Sen Türkçeyi nereden öğrendin?Ne güzel konuşuyorsun dedim.Ben askerlik yaptığım Dörtyol’da öğren. dim.Okuryazarlık da öğrettiler ama unuttum.Ölmezsem bu çıplakların hepsini okula göndereceğim. Sizler hükümetin gözbebeğisiniz herşeyi yaptırırsınız.İsterseniz bizi bu mağaralardan çıkarttırırsınız.Ben size her mağarayı gezdireceğim.Sene kaç kişi soğuktan kaç kişi sıtmadan ölür sana adresimi vereceğim.Ağaçdan oyulmuş koskocaman bir kaba doldurulan pilav ile darı ekmeğini yedirdiler.
Sayfa 56 - YkyKitabı okuyor
Reklam
Yanan Ormanlarda Elli Gün
İhtiyar :Bize gazete okutmadılar.Bize kuran okuttular.Bu adam bize ne iyilik yapacak onu anlat öğrenelim.
Sayfa 54 - YkyKitabı okuyor
Yanan Ormanlarda Elli Gün
İhtiyar Kürtçe: Hoş geldin,sefalar getirdin.Sevgili misafirimin başımın üstünde yeri var.Kusura bakma seni iyi ağırlamaya Çağım.Çünkü yazlıktayım.Mağarada olsaydık,sana kuzu bile keserdim dedi.Gözlerinin içi sevinçten gülüyor du.Hem söylüyor,hemde dostça,kardeşçe boyuna gülümsüyor du.Memet ihtiyarın sözlerini tercüme etti.İhtiyar Memete bu misafir kimdir dedi.Memet:Gazetecidir.Cümle ale. min derdini yazar.Buralara bize iyilik etmek için gelmiş.
Sayfa 53 - YkyKitabı okuyor
Yanan ormanda elli gün
İhtiyar dallardan yapılmış kulübesine götürdü.Kulübede genç bir kadın ve çocuklar vardı.Çocuklar bize bir tuhaf korkuyla bakıyorlardı.Memede eğilip: Benim Kürtçe bildiğimi söylemeyecek sin.Güya sen bana tercümanlık yapacaksın.Memet tamam dedi. İhtiyarın ayakkabıları otomobil tekerleklerinin iç lastikleri var ya,ondandı.İç lastikleri birer parça kesip sicimle ayaklarını bağlamış. Lastik ayakkabıların ikisinin de altı delinmişti.Altı kocaman yarıklarla doluydu.Tırnakları görünüyordu.Tırnakları uzamış yarılmıştı.Ellerinin tırnakları uzamıştı.Tırnakların dipleri kapkara idi.İhtiyar bütün bunlara rağmen yüzünde dostluk edası okunuyordu. Dostça bakıyor ki,sanki kırk yıllık ahbaplık.
Sayfa 53 - YkyKitabı okuyor
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Mağaralarda yaşayanlar yazın yazlık çardaklarda yaşarlar.Çardakta göbeğinin altına kadar sakallı ihtiyar ve dışarı çıkıp içeri kaçan çıplak çocuklar karşıladı.Bu çocuklar anadan doğma çıplaktı.
Sayfa 52 - YkyKitabı okuyor
Reklam
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Bu devirde mağarada insan yaşar mı?Artık böyle işler tarih kitaplarında kaldı.Ama mağaralarda yaşayanlar hala var.Bu mağaralar oda oda elle yapmışlar.Mağaralar elle yapılmış değil Allah yapmış.Çünkü çok büyük içinde atları,eşekleri,eşyaları,otları, odunları,samanları,keçileri var.Suları bile var.Yarın mağarada kalalım.
Sayfa 51 - YkyKitabı okuyor
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Goma köyünde,bütün sefalet kiri pa. sıyla dağın yamacına yapışıp kalmış Her köylünün avuç içi kadar tarlası var.Yahu bu haliniz ne?Hiç olmazsa yıkanın biraz düzene girin.Şu yolunu zu köycek birleşip yapın.Sizin köyünüz kadar sefil köy doğuda az bulunur.Ama karşı dağın altında doksan kadar mağara var.O mağaralarda bir köy yaşar.
Sayfa 50 - YkyKitabı okuyor
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Gittim gittim, gübre yığının olduğu yere vardım.Gübre yığını köye delalet eder.Vara vara vardım ki gübreliğe, her birinin arkasında kuyu gibi toprağa açılan kapılarıyla köyün evleri var.Kuyudan saç baş darmadağınık,tarih kitaplarındaki mağara insanları resimlerinin tıpkısı insanlar çıkıyordu.Yirminci yüzyılın ortasında taş devri.Bu sor(kırmızı) köyü olsa olsa doğuda.Köyde üç gece kaldım.Şilteler içine pamuk yerine ot,yaprak basmışlardı.Şilteler sabun yüzü görmemişti.Bütün bu köylerin hepsi darı yahut arpa ekmeği yiyorlardı.Hali vakti yerinde insanlar arpa ekmeği yiyorlardı.Fakirler cin darı yiyorlardı.İçlerinde buğday ekmeği hiç yememiş çok kimse vardır.Her tepenin üstünde bir ev. Kışın kimsenin kimseden haberi olmuyor.Kadınların ayağı yalın.Neden erkekler değilde kadınlar yalın.
Sayfa 50 - YkyKitabı okuyor
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Molla Ömer halkı gidin yağmur yağmayacak diye gönderdi.Fakat yağmur yağdı.Herhangi birini tuttum. Sen dedim şeyhe kaç lira verdin.On yedi kira verdim üzerimde başka para yoktu dedi.En çok veren yüz yirmi lira. Anladım ki şeyhler sırf para toplamak mürid kaydetmek için bunları düşünmüşler.
Sayfa 48 - YkyKitabı okuyor
1.483 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.