Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Polemik

Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe

Friedrich Nietzsche

En Eski Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe Sözleri ve Alıntıları

En Eski Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe sözleri ve alıntılarını, en eski Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Filozof, bir bütün olarak alemin ezgisini kendi içinde söylemeye ve onu, kavramlar halinde içinden dışarıya çıkarmaya uğraşır.
Sayfa 30 - Düşünen Adam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aramızda hiç kimse en iyi olmasın;ama biri en iyi ise,o zaman o başka yerde,başkalarının yanında olsun.
İnsanlar aldatılmaktan pek korkmazlar ama aldatılmayla zarar görmekten korkarlar.
Sayfa 117Kitabı okudu
(...) Çürütülmüş sistemlerde bizi olsa olsa kişisellik ilgilendirir, çünkü bu asla çürütülemez olandır.
Reklam
Akıl insanıyla sezgi insanının yanyana bulunduğu çağlar vardır, biri sezgiden ürker, öteki soyutlamalarla alay eder; ikincisinin akılsız olduğu ölçüde birincisi sanatsızdır. Her ikisinin de arzusu hayata hakim olmaktır: Biri, belli başlı dertlere ihtimam, akıllılık ve düzenlilikle çare olmayı bilirken öteki "pek şen kahraman" olarak o dertleri görmeyerek ve yalnızca görünüşe ve güzelliğe yönlendirilmiş bir hayatı gerçek sayarak.
Sayfa 120Kitabı okudu
Kavramlar ve soyutlamalarla yönlendirilen insan, bunlarla mutsuzluğu yalnızca savuşturur ve soyutlamalardan kendine mutluluk çıkaramazken, olsa olsa acıdan kurtuluşu ararken, sezgi insanı, bir kültürün ortasında durarak sezgilerinden, derdi savuşturmanın ötesinde sürekli akan bir aydınlık, neşe, kurtuluş elde eder. Kuşkusuz, acı çektiğinde daha yoğun acı çeker; hatta tecrübeden ders çıkarmayı bilmediğinden daha sık acı çeker ve hep aynı hatayı işler. Acıda da mutlulukta olduğu gibi akılsızdır, yüksek sesle bağırır ve teselli edilemez.
Sayfa 120Kitabı okudu
Burada bir dev, zamanların kuru boşluğu içinde başka bir deve sesleniyor ve ayakları arasında sürünen ve bile bile gürültü koparan cücelerden hiç rahatsız olmayarak, zekaların yüksek konuşmasını devam ettiriyor.
Felsefeyi konuşmaya zorlasalardı, örneğin aşağı yukarı şöyle derdi: "Zavallı halk, senin zamanında bir fal bakıcı gibi ülkede serserice dolaşıyorsam, sanki ben günahkar, sizler benim yargıçlarımmışsınız gibi saklanmak ve başka kalıba girmek zorunda isem bu, benim suçum mu? Kız kardeşim sanata hele bir bakın! Onun hali de benimki gibi; barbarlar arasına düştük, ve kendimizi nasıl kurtaracağımızı bilemiyoruz.
Sayfa 15 - Çev. Nusret Hızır (1963) - Elif YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Anaksimandros, düşüncesini şöyle bağlıyor: Gerçekten var olanın belirlenmiş özellikleri olamaz; olsaydı, bütün başka şeyler gibi onun da meydana gelmesi ve yok olması gerekirdi. Oluşun durmaması için ilk varlık belirlemesiz olmalıdır. İlk varlığın ölümsüzlüğü, ebediliği - Anaksimandros'u açıklayanların kabul etmeyi adet edindikleri gibi - onun sonsuzluğunda tükenmezliğinde değildir; onun, yok olmaya götüren belirli niteliklerden "münezzeh" olmasındadır; bu sebeple de belirsiz olan "aperion" adını taşır.
Sayfa 22 - Çev. Nusret Hızır (1963) - Elif YayınlarıKitabı okudu
Dramcı için söz ile mısra nasıl, yaşadığı ve gördüğünü, ancak mimik ve müzikle doğrudan doğruya haber verebildiğini, söylemek için kullandığı, yabancı dille bir çeşit kekeleme ise, her derin felsefe sezgisinin diyalektik ve bilim düşünüşü ile anlatılışı da, bir yandan görülenin bildirilmesi için biricik yoldur, fakat öte yandan zavallı bir yoldur, hatta aslında başka bir alana, başka bir dile metaforla pek sadık olmayan bir çevirmedir. İşte böylece Thales var-olanın birliğini görmüş ve onu söylemek için su'dan söz etmiştir!
Sayfa 20 - Çev. Nusret Hızır (1963) - Elif YayınlarıKitabı okudu
444 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.