Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe Sözleri ve Alıntıları
Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe sözleri ve alıntılarını, Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe kitap alıntılarını, Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Felsefeyi konuşmaya zorlasalardı, örneğin aşağı yukarı şöyle derdi: "Zavallı halk, senin zamanında bir fal bakıcı gibi ülkede serserice dolaşıyorsam, sanki ben günahkar, sizler benim yargıçlarımmışsınız gibi saklanmak ve başka kalıba girmek zorunda isem bu, benim suçum mu? Kız kardeşim sanata hele bir bakın! Onun hali de benimki gibi; barbarlar arasına düştük, ve kendimizi nasıl kurtaracağımızı bilemiyoruz.
"Her madde gibi sonsuza kadar bölünebilen, ama başka maddeler tarafından değil, isterse kendisi tarafından bölünebilen, kendini böylece bölen
ve bazen küçük bazen büyük olarak toparlayan zihin, ezelden beri aynı kitleye, aynı niteliğe sahiptir. Bu anda bütün dünyada hayvan, bitki ve insanlardaki zihin, bin yıl önce de, başka türlü dağılmış olmakla beraber, fazlası eksiği olmadan gene bu idi; fakat o, başka bir tözle bağlantısı olduğu vakit, hiçbir zaman ona karışmamış, onu kendi isteğiyle yakalamış, kendi keyfine göre hareket ettirmiş, ileri geri sürmüş, kısacası ona egemen olmuştur. Kendinden hareketli biricik varlık olan zihin, evren üzerine egemen olan bir tek varlıktır ve bu egemen olan, töz danelerini hareket ettirmekle gösterir."
"İki kafaları varmış gibi görünen, ama hiçbir şey bilmeyen adamlar defolsun! diye bağırdı, bunlarda, her şey, düşünüşleri de, akıntı halinde;bunlar şeylere aptalca hayran hayran bakıyorlar, ama karşıtları böyle biribirileriyle karıştırdıklarına göre, sağır ve kördürler!"
"Bir filozofun, düşüncelerini saklaması için bir neden yoksa, ya da o, düşünceden yoksun olduğunu kelimelerin arkasında gizleyecek kadar maskara değilse, bile bile seçik yazmaması, anlaşılır bir şey değildir."
"Var olmanızın değeri nedir? Hiçbir değeri yoksa neden varsınız? Farkındayım, kendi suçunuzla bu hayatta bulunuyorsunuz. Bunun cezasını kendi ölümünüzle çekmeniz gerekecek. Bakın, dünyanız nasıl sararıp soluyor. Denizler ufalıp kuruyor; dağların üstünde bulunan deniz kabuklar denizlerin eskiden nerelere kadar geldiğini ve ne kadar kurumuş olduğunu size gösteriyor; ateş, daha şimdiden dünyanızı yok ediyor; bu dünya, sonunda sis ve duman olup ortadan kalkacak. Ama böyle bir ölümlülük dünyası bir daha yeniden kurulacak: oluşun lanetinden sizi bir daha kim kurtarabilir?"
Thales, Anaksimandros, Herakletios, Parmenides, Anaksagoras, Empedokles, Demokritos ve Sokrates gibi eski Yunan üstatlarının hepsi, ulu bir yalnızlık içinde sadece bilgi için yaşayan biricik insanlardı.