Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

2 Kitap Takım

Yüzbaşı Selahattin'in Romanı

İlhan Selçuk

Yüzbaşı Selahattin'in Romanı Sözleri ve Alıntıları

Yüzbaşı Selahattin'in Romanı sözleri ve alıntılarını, Yüzbaşı Selahattin'in Romanı kitap alıntılarını, Yüzbaşı Selahattin'in Romanı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Edirnelilere bilgi
Edirne'ye ilk telefon bu yıl (1910) geldi. Şehirde herkes bu gavur icadinin harikuladeliginden söz ediyor, kimse bu işin sırrına akıl erdiremiyordu.
Reklam
Kendi karasularını, içsularını ve ülkenin kaynaklarını yabancı şirketlere vermiş milletler bilmelidirler ki, yarın bir muharebe gününde bu şirketler birer casus ve ihanet şebekesi olacaklardır.
Ölürsem beni buralara gömmeyin. Arap topraklarında kalamam. Beni Dicle ye atın, cesedim denizlere gitsin.
"Anılarım söylemek istediklerimizdir. Hatıralarım söyleyebildiklerimdir."
Ünlü bir düşünürdenKitabı okudu
Biz ordunun ağır yaralılarını, başlarında subay ve doktorları olduğu halde hastane yaptığımız yerlerde bırakmıştık. Askerlikte usûl buydu. Ne var ki Bekir Sami Bey'in Tümeni Kâzımiyye mahallesinden geçerken duyduğu feryatlar üzerine kasabaya girmiş ve görmüş, ki, hastanelere hücum eden Araplar kolu bacağı kırık yaralıları, yataktaki hastaları, birer ip takarak sokakta sürüyorlar, hastaneleri yağma ediyorlar, hastaları soyuyorlar. Halkın, Türk ordusu gitti diye korkusu kalmamış. Bekir Sami Bey durumu görünce Kâzımiyye halkını toplamaya başlamış. Karabekir, Bekir Sami Bey'e sordu. O da yukarıda anlattığım gibi durumu açıkladı. Karabekir: - Peki bu halkı ne yapacaksınız? - Şimdi ne yapacağımı görürsünüz! Biraz sonra ateş sesi duyuldu. Bir de ne görelim!.. Bekir Sami Bey dört yüz kişiden fazla olan Kâzımiyye halkını kurşuna diziyor. Çok üzülen Karabekir: Bekir Bey ne yapıyorsun? Bu halkın ne günahı var? - Dört yüzyıllık Osmanlı tarihinin hesabını görüyorum!
Sayfa 254 - Cumhuriyet KitaplarıKitabı okudu
Reklam
"Olma kimsenin minnetine talip, bedeli, cevheri hürriyettir."
Namık KemalKitabı okudu
Türkmüyüz, osmanlimi
Bir gece Rahmi selanik kahvesinde bana sordu. Sen nesin? Harbiye talebesiyim. Başka? Bilmem. Düşün bakalım? Osmanliyim. Müslümanın. Sonunda Rahmi bana: hayır, herşeyden önce Türksün! dedi. O vakte kadar biz yalnız köylülere Türk derdik.
Geceleyin evlerde roman okumak, o günün uygar ya da bilgili sayılan ailelerinde adetti. Ekmekçi kadın, monte Kristo kontu, la dam o kamelya gibi Fransız yazarlarının kitapları geçerliydi.
Kendi karasularını, içsularını ve ülkenin kaynaklarını yabancı şirketlere vermiş milletler bilmelidirler ki, yarın bir muharebe gününde bu şirketler birer casus ve ihanet şebekesi olacaklardır. İngilizler seksen sene Irak'ta çalıştıktan sonra Irak'ı almışlardır.
Reklam
Harbin Sonlarına Doğru, Mehmetçikleri Yaşla Değil; Kiloyla Askere Alıyorlardı. Kırk Beş Kilo Gelen Askerdi.
AKHİSAR
Bir sürü koyun Yunan bayrağı gibi maviye boyanmıştı. Bu hayvanlar gelecek Yunan ordusunun ayakları altında kesilecekti. Koyunlardan birini sarıklı bir hoca götürüyordu. Hoca ve Yunan bayrağına boyanmış koyun... Din nereye düşmüştü?
Vapura bindik ve İstanbul'a doğru yola çıktık. O vakit hiç Türk vapuru yoktu. Hep yabancı vapurları işlerdi. Biz de Yunan vapuruna binmiştik.
Ölüm bir asker için tabiidir. Bunun için üzülmem, yalnız sizden bir ricam var! Ölürsem beni buralara gömmeyin. Arap topraklarında kalamam. Beni Dicle ye atın, cesedim denizlere gitsin.
Bugün Bakü, yarın Merev, öbür gün Karakum. Ne olacak Turan var bunda!
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.