Fizik ilmi hakkında bir fikri olmayan, dua etmekle bulutların gidişatının değişeceğine, hastalığın hatta ölümün duracağına inanan bir insan, mucizede olağan üstü bir şey görmez. Çünkü ona göre olayların bütün akışı Tanrı’nın keyfine bağlıdır.
Jung'a göre din, bireyden asla ayrılmayan psişik bir işlevdir. Din, psişenin derin ve ezeli yönüyle ilişki kurmayı sağlar. Bu işlevin yerine gelmemesi kişinin ruh sağlığını bozar.
Freud'un söylediği gibi din bir nevroz değildir, aksine dinin olmaması kişinin nevroza girmesine neden olur.
Tüm inanlarda dini uygulamalara zorlayan güdüler kendileri için bilinmez durumdadır ya da bilinçte kendi yerlerine geçmiş olan başkaları tarafından temsil edilirler.
Totemleri bulduğumuz neredeyse her yerde aynı zamanda aynı totemin insanlarının cinsel ilişkide bulunmasına ve buna bağlı olarak da evliliklerine karşı bir yasa da buluruz. O halde bu totemizmle ilgili bir kurum, "dış evliliktir".