Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
İnsan dini için, canı için, toprağı için vuruşabilir, lâkin mide için vuruşmak bizim kitapta yazmaz.
Ji niyaz û duayên Êzdîyan...
Mahdera Şêşims mahdera Xêrê ye Mahdera Şêşims mahdera rehmê ye Mahdera Şêşims mahdera îmanê ye Amîn amîn amîn amîn amîn amîn Tibarek Allah û dîn Tifaq el tifaqîn Şêxê Hesen dereca xaliqîn Qebîbilbanê ji qedîm, hîmeta Şemsedîn û Fexredîn û Nasredîn û Sicadîn û Amadîn û Babadîn....
Sayfa 45 - Weşanên AryenKitabı okudu
Reklam
Osmanlılar'ın idarecilik ve tavirlarını, ancak ilk iki halife devrinde, bir de Selâhaddin'in zamanında görebiliyoruz. Bin senelik İslâm tarihinde, ilk Osmanlı Pâdişâhları’nın, beylerinin, âlimlerinin ve faziletli şahsiyetlerinin âdilâne, müşterek himmetleriyle husûle gelen idarenin benzerini başka devletlerde göremiyoruz. Hazret-i Ömer (R.A.)'den ve emsâli ashâbdan başka, bir kaç kılıç, bir kaç at ve davar bırakan hükümdar, yalnız İslâm tarihinde değil, insanlık tarihinde dahi görülemezken, ilk Osmanlı Türkleri pâdişâhı Sultan Osman, bu adâleti ve kanaat mucizesini cihâna gösterdi. Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi & Ziya Nur Aksun, İslâm Tarihi Ötüken Yayınları, 3. Basım: İstanbul-2019, syf: 586
Sayfa 586 - Ötüken Yayınları, İstanbul: 2019Kitabı okudu
İtalyanlarla yaptığımız Trablusgarb harbi ve arkasından gelen Balkan muharebeleri neticesinde Türkiye zayıflamış ve bunu firsat bilen Suûdîler, hâkimiyet dairelerini genişletmişlerdir. 1916/1335'te, yine İngiliz icraatı ile, metbûu olan Osmanlı Devleti'ne isyan eden Şerif Hüseyin'in, 8 sene kadar türlü gailelerle Hicaz'da hâkimiyet sürdüğünü
Sayfa 620 - Ötüken Yayınları, İstanbul: 2019Kitabı okudu
İslâm'da en büyük tahribat yapan yanlış anlayışlardan birisi, fikrimizce "Kader" mes'elesidir. Bu mes'ele o derece kötü anlaşılmış ve kullanılmıştır ki, az zamanda İslâmiyet'in çehresini değiştirmeye muvaffak olmuştur, denilebilir. Tenbellik, cinayetler, sefalete rızâ, yanlış bir kanaat, zillet gibi müessif haller, hep "Kader" mes'elesinin yanlış anlaşılmasından doğmuş olan şeylerdir. Bu nâzik akîdenin hakkıyla halk tabakasına anlatılabilmesi zor olduğundan yanlış anlaşılması, istenmeyen bir "Cebriye = Fatalisme" mesleğini yaygınlaştırmıştır. Bu meslek, bir taraftan hürriyetin ve bilhassa fikir hürriyetinin yok edilmesini, diğer taraftan fiilî mes'ûliyetlerin yükselmesini gerektirmiştir. Her türlü şahsî ve sosyal musibetlere “Kader böyle imiş." tesellisiyle mukabele eden bir topluluğun, kudretli olan ilk rakibiyle çarpışmasında kırılacağı meydandadır. Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi & Ziya Nur Aksun, İslâm Tarihi Ötüken Yayınları, 3. Basım: İstanbul-2019, syf: 629
Sayfa 629 - Ötüken Yayınları, İstanbul: 2019Kitabı okudu
Hulefa-i Raşidin devri hilafeti ise; hem krallığın hem de cumhuriyetin özelliklerini taşır. Çünkü onda babadan oğula miras gibi geçen bir hilafet yoktur, seçim vardır. Fakat bu seçim; yalnız belirli yıllar için değil, kalan bütün ömür içindir.
Reklam
Devlet İslâmiyet'le ve İslâmî esaslarla bütünleştiği ölçüde büyümüş, gelişmişti. Gelişmek için Avrupa'yı taklit etmeye gerek yoktu. Kaldı ki, Avrupa'nın tekniği değil, kültürü, medeniyetinin kötü tarafları ve kılığı taklit ediliyordu. Bunun mahzurları ilerde görülecek, millet benliğini kaybedip boşluğa yuvarlanacak , terbiye bozulacak, ahlak sükut edecekti.
Amansız bir İslâm ve Türk düşmanı olan Glandstone, bir gün Avam Kamarası'nda yaptığı bir konuşmada Kur'ân-ı Kerim'i eline almış, bir sürü hakaretler sıralamış, en sonunda, "Bu kitap Türklerin elinde bulunduğu ve buna uyduğu müddetçe onları tarihten silemeyiz" demişti.
İsrail'de oldukça farklı bir nihai gerçek kavramı doğmaya başlıyordu: bu Tanrı'yla kurulan ilişki, bir kişiyle karşılaşmadan ibaretti.
Buna göre, insanlar, tanrısal varlığın ancak, batan güneşin son ışınları gibi, ardında bıraktığı etkisini görebilirler.
106 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.