“Dostlarımız, nasıl da uzak, nasıl da sessiz, nasıl da az konuk gidilen ve az bilinen. Ve ben de dostlarım için bulanığım, bilinmezim; arada bir görülen, çoğunluk görülmeyen düşsel bir görüntü. Yaşam bir düş, elbette.”
Ruhlarımız o kadar sıkı bir beraberlikle yürüdü,birbirini o kadar coşkun bir sevgiyle seyretti ve en mahrem taraflarına kadar birbirlerine öyle açıldılar ki ben onun ruhunu benimki kadar tanımakla kalmıyor,kendimden çok ona güvenecek hale geliyorum.
Onsuz yorgun ve bezgin sürüklenip gidiyorum:Tattığım zevkler bile beni avutmak yerde ölümünün acısını daha fazla artırıyor.Biz her şeyde birbirimizin yarısı idik:Şimdi ben onun payını çalar gibi oluyorum:
Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden yoksun kalınca,Hiçbir zevki tatmamaya karar verdim.
Terentius.
“Dostluklar ikiye ayrılır, kalıcı dostluklar ve geçici dostluklar. Hayatta bir zorluk ortaya çıktığı anda bozulan dostluklar daha çoktur, kalıcı dostluklar çok azdır.”