Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
...bir dizi bilinen olaydan yola çıkarak başka bir olayın meydana geldiği, gelmekte olduğu ya da geleceği çıkarımını yapmamızı sağlayacak şekilde bazı koşullar olmuş mudur? Ya da böyle bir çıkarımı emin olarak yapamazsak, yüksek olasılık derecesiyle ya da her halükarda bir yarıdan daha büyük bir olasılıkla yapabilir miyiz? Eğer bu sorunun cevabı olumluysa, aslında hepimizin de inandığı üzere, kişisel olarak deneyimlemediğimiz olayların meydana geldiğine inanmakta haklı bulunabiliriz. Eğer cevap olumsuzsa, inancımız asla gerekçelendirilemez. Mantıkçılar bu soruyu kendi yalın ve basit haliyle pek de ele almamıştır ve ben de bunun net cevabını bilmiyorum. Şu veya bu yönde bir cevap ortaya çıkana kadar soru her fırsatta sorulmalı ve dış dünyaya olan inancımız da sadece hayvani inanç olmalıdır.
Reklam
Aristatefes'e göre bütün düşünce ve fikirlerimiz görüp duyduğumuz şeylerden geçerek bilincimize gelmiştir.
Deneyimlenmeyen Şeye Dair Çıkarımlar
Mesela ahbabınız Bay Jones'u yolda yürürken gördüğünüzü söyleyebilirsiniz, fakat söylemeye hakkınız olanın çok ötesine geçmektir bu. Durağan bir arkaplanda bir yandan öbür yana uzanan art arda sıralanmış renkli benekler görürsünüz. Bu benekler, bir Pavlov şartlı refleksi vasıtasıyla zihninize "Jones" kelimesini getirir ve böylece
++ Kant
Kant, rasyonalistler ve empiristler arasındaki çatışma sonucu felsefenin girdiği açmazdan bir çıkış yolu göstermeyi başarmıştır. Bu yüzden Kant'la birlikte felsefe tarihinin bir dönemi daha kapanmış olur. 1804'te, Romantik Çağ başlamaktayken öldü Kant. Königsberg'deki mezarında en ünlü sözlerinden biri yazılıdır. Ne kadar sık ve uzun düşündüysem, şu iki şey hep yeni ve artan bir hayranlık ve huşuyla doldurdu ruhumu: üstümdeki yıldızlı gökyüzü ve içimdeki ahlak yasası.' Ve devam ediyor, 'Yukarıda ve içimde bir Tanrı olduğunun kanıtı bunlar."
Sayfa 383 - Pan
+1 Kategorik İmperatif
Kant kategorik imperatifi bir de şu şekilde tanımlamıştır: Diğer insanları hiçbir zaman sadece bir araç olarak değil, aynı zamanda daima kendi başına bir amaç olarak örüp buna göre davranmalıyız."
Sayfa 380 - Pan
Reklam
Kategorik imperatif
"Diğer yandan Kant kategorik imperatifi çeşitli şekillerde dile getirmiştir. Verdiği ilk tanım şöyledir: Her zaman davranışımızın altında yatan kuralın aynı zamanda genel geçerli bir yasa olmasını isteyebilecek şekilde davranmalıyız."
Sayfa 380 - Pan
Her ne kadar bu biz meselesi aşama aşama değişiklik gösterse de yine de hepsinin altında bir ötekine karşı onu dışlama duygusu vardır. Biz derken bile dışladığı grubun altını çizer aslında
Pratik Postülatlar
"O ne demek?" "Postülat kanıtlanamayacak bir şeyi öylece kabul etmektir. Kant'ın pratik postülat dediği ise, insan 'pratiği' için, yani insanın davranışları ve ahlakı için öne sürülmesi zorunlu olan şeylerdir. Tanrı'nın olduğunu varsaymak ahlakî açıdan gereklidir.' demişti Kant."
Sayfa 377 - Pan
Tanrının varlığını da kendi aklımızla kanıtlamamız imkansızdır
"Descartes gibi rasyonalistler ise Tanrı'nın olması gerektiğini ispat etmek istemiş, gerekçe olarak da bizde bir mükemmel varlık tasavvuru bulunduğunu ileri sürmüşlerdi. Başka bazı filozoflar da -örneğin Aristoteles ve Aquino'lu Thomas- her şeyin bir ilk nedeni olması gerektiği için Tanrı'nın da olması gerektiği görüşündeydi." "Ya Kant ne diyordu bu işe?" "Her iki kanıtı da reddediyordu. Kant'a göre ne akıl ne de deneyim Tanrı'nın varlığını iddia edebilecek sağlam temellere sahipti. Tanrı'nın var olması akıl için ne kadar olasıysa, bir o kadar da olanaksızdı.
Sayfa 376 - Pan
Reklam
"Kant ne diyordu peki?"
"Kant'a göre dünya hakkındaki bilgilerimizin oluşmasında hem izlenimlerin hem de aklın rolü önemliydi. Rasyonalistlerin aklı, empiristlerin de duyusal deneyimi tek yönlü olarak abarttığı görüşündeydi." "Eğer hemen iyi bir örnek vermezsen bunlar boş laf olarak kalacak benim için." "Başlangıç olarak Kant bilgilerimizi duyusal deneyime borçlu olduğumuz hususunda Hume ve empiristlere katılıyordu. Ama rasyonalistleri de haklı bulduğu bir nokta vardı: Akıl da bizi çevreleyen dünyayı nasıl kavradığımızı belirleyen bazı önemli önkoşullar içeriyordu."
Sayfa 369 - Pan
Gel, pencerenin yanına oturalım, sana Kant'tan bahsedeyim
"Haydi o zaman." "Immanuel Kant 1724'te Doğu Prusya'daki Königsberg kentinde doğdu. Babası saraçtı. Kant seksen yaşında ölene kadar hemen hemen bütün ömrünü Königsberg'de geçirdi. Ailesi çok dindardı. Bu yüzden Hıristiyanlığa olan inancı felsefesinde de önemli bir rol oynamıştır. Berkeley gibi o da Hıristiyan inancının temellerini kurtarmak istemişti."
Sayfa 368 - Pan
”insanın başkalarına yaptığının karşılığını görmesi, denkliğe uygun bir adalettir."
Şakanın bazı biçimleri yasaklanmalıdır.
Mutluluk, saygın ve yetkin şeyler sınıfına girer.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.