“Osmanlı, diğer hastaneler gibi akıl hastalıkları için hususi darüşşifa kurma geleneğini vârisi bulunduğu Selçuklular’dan aldı. Bîmâr-hane denen bu müesseselere halk türkçeleştirerek tımarhane dedi”
Kitabı okurken, Oaxaca şehir meydanında gezip kalabalığın içinde komşu kafe ve restaurantlardan gelen iştah açıcı kokuları duyumsayıp, yolunuzu keserek peso isteyen çocuklarla güneşin tadını çıkarıyoruz. Eğreltiotu sevdalısı bir grup ile tarih, kültür ve sanatın harmanlandığı bitki alemine yolculuk yapıyoruz. Onlarla birlikte at kuyruğu görünce hayrete düşüyor, gündüzleri Meksika’ya özgü parlak mavi gökyüzü ile keşif yaparken geceleri binlerce yıl öncesine gidip Ay tutulması eşliğinde Göktanrılara adanan kurbanların hayaletleriyle karşılaşıyoruz. Zapotekler, Astekler, rahip tanrılar, İspanyol katliamı, çikolata, kauçuk ... Meksika’daki medeniyetin tüm yapıtaşları! Bazen de bambaşka mesleklere sahip grup üyelerinden biriyle, kuşların uçarken kanatlarıyla oluşturduğu şekillerin analizini yapıyoruz... oldukça keyifli bir kitap.
Oaxaca GünlüğüOliver Sacks · Yapı Kredi Yayınları · 201384 okunma
Eskimoların oluşturduğu yegane istisna dışında, Yeryüzü üzerinde bilinçlerinde değişiklik yaratması için psikoaktif bitki kullanmayan tek bir halk yok. Herhalde hiç de olmadı. Eskimolara gelince ... Onların istisnası da sadece kuralı kanıtlıyor: Eskimolar tarihleri boyunca psikoaktif bitki kullanmadı, çünkü bu bitkiler Arktik kuşakta yetişmez. (Beyaz adamdan fermente tahılların ne olduğu öğrenir öğrenmez Eskimolar da, bilinç değiştiriciler arasına katıldı.) Bu olgu, insanın bilinç deneyimini değiştirme arzusunun evrensel olabileceğini düşündürüyor.
Refik Halid Karay ’ın onlarca deneme ve köşe yazısının çeşitli temalar altında bir araya getirilmesiyle oluşturulan
Ağaç ve Ahlak , defalarca -ve bir sefer okunduktan sonra her bölümü ayrı ayrı/parça parça da- okunabilecek dolu dolu bir kitap... Dolu doluluğunun yanında yazarının anlatımı ve anlatımlarında kullandığı kendine has imlası da okura zevk ve keyif veren üstün bir nitelik kitaba dair... Bir serinin parçası olan bu kitap kütüphanemde yer aldığı ve okuduğum için kitabı, kendimi şanslı ve kıymetli hissediyorum. Serinin diğer kitaplarını da edinmek ve entellektüelliğiyle, kaleminin gücüyle, birtakım insani nitelikleriyle dikkatimi çeken Refik Halid Karay’ı daha fazla okumak ve tanımak isterim.
.
Ağaç ve AhlakRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 201546 okunma
.
.... Güzel baharın güzel hürriyet gibi kurbanı çoktur! (Sf.35)
.... Baharın güzel havası insanı şerre sürükler. (Sf.36)
Eskiden bahar gelince dedelerimizin hacamat yaptırmalarında acaba bu işlerle alâkalı gizli bir hikmet de var mıydı? Bilemeyiz. Bildiğim bir şey varsa........ (Sf.33)
Aşk bir hastalıksa, en salgın ve saldırtıcı mevsimi şüphesiz ki bahardır. Hele kibarcası “aşk” olan sözden murat cins duyguların teheyyüç hali ise insanlara -çoğu gizli kalmış- hadsiz hesapsız cinayetler işleten mânya nöbeti bahardan gelir. (Sf.37)
.... Kısacası ilkbaharın kendine mahsus patalojik bir psikolojisi vardır. (Sf.32)
.
Hirodes, kardeşi Filipus’un karısı Hirodiya yüzünden Yahya’yı tutuklatmış, bağlatıp zindana attırmıştı. Çünkü Yahya Hirodes’e, “O kadınla evlenmen Kutsal Yasa’ya aykırıdır.” demişti. Hirodes Yahya’yı öldürtmek istemiş, ama halktan korkmuştu. Çünkü halk Yahya’yı peygamber sayıyordu.
Hirodes’in doğum günü şenliği sırasında Hirodiya’nın kızı ortaya çıkıp dans etti. Bu, Hirodes’in öyle hoşuna gitti ki, ant içerek kıza ne dilerse vereceğini söyledi. Kız, annesinin kışkırtmasıyla, “Bana şimdi, bir tepsi üzerinde Vaftizci Yahya’nın başını ver.” dedi. Kral buna çok üzüldüyse de, konuklarının önünde içtiği anttan ötürü bu dileğin yerine getirilmesini buyurdu. Adam gönderip zindanda Yahya’nın başını kestirdi. Kesik baş tepsiyle getirilip kıza verildi(...)
***Bu hikaye İtalyan ressam Bernardino Luini’nin, Rönesans döneminde oldukça popüler olan tablosuna ilham olmuştur ve tablo Louvre Müzesi’nde bulunmaktadır.