Hayatın ve toplumun her birimizden talep ettiği şey mevcut durumun sınırlarını anlayan sürekli uyanık bir dikkat ve ayrıca o duruma kendimizi uydurmamızı sağlayacak zihinsel ve bedensel bir esnekliktir. Gerginlik ve esneklik: İşte hayatın sahneye koyduğu, bir diğerini tamamlayan iki kuvvet!
Dikkat çekeceğimiz ilk nokta şu: Sadece gerçek anlamda insanî olan şeyler için gülünçlükten bahsedilebilir. Bir manzara güzel, zarif, görkemli silik veya çirkin olabilir fakat asla gülünç olamaz. Bir hayvana gülünebilir ama bu onda insanî bir tavır veya ifade yakaladığımız içindir. Bir şapkaya gülünebilir fakat bu durumda alaya aldığımız şeye bir keçe veya hasır parçası değil insanların ona verdiği biçindir, yani insan kaprisinin girdiği kalıptır. Bu denli önemli, üstelik de basit bir olgunun filozofların ilgisini daha çok çekmesi gerekmez miydi?